77- Alışverişte Şart Koşulabilir Mi? 4654- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bir yolculukta beraberdim. Devem yorulmuştu yürüyemiyordu, onu orada bırakmak istedim. Bunu fark eden Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma geldi, deveme dua edip vurunca öyle bir yürümeye başladı ki hiç böyle yürümemişti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (O deveyi bana şu kadar paraya sat) dedi. Bende: (Hayır Sana feda olsun) dedim. Yine: (Onu bana sat) buyurdu. Ben de dediği paraya sattım ve Medine’ye kadar binmeyi de şart koştum. Medine’ye varınca deveyi götürdüm ve bedelini istedim ve döndüm. Beni çağırdı ve: (Deveni ucuzca alıp seni aldattığımı mı sanıyorsun deveni de paranı al) buyurdular. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Dâvûd, Büyü’: 71) 4655- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile deveme binerek savaşa çıkmıştım. Devem çok yorulmuş yürüyemiyordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu sıkıştırıp zorlayınca deve güçlendi hatta ordunun önünde yürüyordu. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): (Ey Câbir görüyorum ki deven çok kuvvetlendi) dedi. Ben de: (Duanız bereketiyle Ey Allah'ın Rasûlü!) dedim. O da: (O deveyi bana sat Medine’ye kadar da ona bin) buyurdular. Deveye çok ihtiyacım olduğu halde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den çok utandığım için bir şey diyemedim ve devemi O’na sattım. Savaştan dönüp Medine’ye yaklaşınca evime çabuk gitmek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: (Ey Allah'ın Rasûlü yeni evliyim izin ver de erken gideyim) dedim. O da: (Kız mı aldın yoksa dul mu?) buyurdu. Ben de: (Dul aldım Ey Allah'ın Rasûlü! babam Abdullah b. Amr şehid düştü ve genç kızlar bıraktı. Ben de onlar gibi genç biriyle evlenmeyi hoş görmedim ve onları terbiye edip bir şeyler öğretmesi için dul biriyle evlenmiştim) dedim. Bunun üzerine bana izin vererek; (Geç kalma akşam olmadan evine yetiş) buyurdu. Medine’ye vardığımda deveyi sattığımı dayıma haber verdim, bana kızdı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine’ye geldiği günün ertesi sabahı deveyi teslim etmek üzere götürdüm. Bana hem devenin parasını, hem deveyi hem de insanlarla birlikte ganimetten hissemi verdi. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Dâvûd, Büyü’: 71) 4656- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir savaşta beraberdim. Devemle birlikte arkadan gidiyordum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: (Sana ne oluyor da ordunun arkasından gidiyorsun) dedi. Ben de: (Devem yoruldu) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devemin kuyruğunu tuttu ve sıkıştırdı. Çok geçmeden kendimi ordunun ön saflarında buldum, devemin başını zaptedemiyordum. Medine’ye yaklaşınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Deve ne yaptı onu bana sat) buyurdu. Ben: (Hayır o deve sana feda olsun) dedim. O da: (Hayır onu bana sat) buyurdu. Yine ben: (Hayır o devem sana feda olsun) dedim. Bu sefer O: (Onu bana sat) buyurdu. Ben de belli bir ücretle sattım o da: (Ona bin, Medine’ye dönünce onu bana teslim et) buyurdu. Medine’ye gelince deveyle birlikte yanına vardığımda Bilal’e: (Ey Bilal! Ona bir ölçek gümüş ve bir kırat da fazla ver) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği o fazla parayı teberrük (hatıra) olarak bir keseye koydum. Şamlılar Harre de mallarımızı yağma edinceye kadar yanımda taşıdım. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Dâvûd, Büyü’: 71) 4657- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben kötü ve yavaş giden devemle yola devam ederken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana yetişti ve şöyle buyurdu: (Ey Câbir bu deveyi bana satar mısın?) Ben de: (O deve senin için feda olsun) dedim. Bunun üzerine: (Allah seni affetsin! Allah sana merhamet etsin. O deveyi senden şu kadar ve bu kadar paraya aldım) ve: (Medine’ye kadar da sırtını sana bağışladım) buyurdu. Medine’ye geldiğimde devemi hazırlayıp yanına gittim şöyle buyurdu: (Ey Bilal onun devesinin ücretini ver.) Ben dönüp giderken beni çağırdı, parayı geri alacağını sandım fakat: (Para da deve de senindir) buyurdular. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Dâvûd, Büyü’: 71) 4658- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir yolculukta idik, benim kötü bir devem vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Bu deveyi şu kadar bu kadar bedelle Bana satar mısın? Allah seni bağışlasın) buyurdu. Ben de: (Evet deve Sana feda olsun) dedim. Yine: (O deveyi bana şu kadar bu kadar paraya satar mısın? Allah seni bağışlasın) buyurdu. Ben de: (O deve Sana feda olsun Ey Allah'ın Peygamberi) dedim. Yine bana: (Deveni falan ve filan paraya satar mısın? Allah seni affetsin) buyurdu. Ben de: (Evet o deve Sana feda olsun) dedim. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Dâvûd, Büyü’: 71) |