Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Devenin İlk Yavrusu Neden Kurban Edilir?

4245- Nübeyşe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Cahiliyye döneminde Receb ayında kurban keserdik bu konuda ne dersin) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Hangi ayda keserseniz kesin Allah’ın rızasını isteyin ve etinden de başkalarına yedirin) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; İbn Mâce, Zebaih: 2)

4246- Nübeyşe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mina’da bir adam şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü biz cahiliyye döneminde Receb ayında kurban keserdik şimdi ne emredersiniz? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hangi ayda keserseniz kesin Allah’ın rızasını isteyin ve başkalarına da yedirin.) Adam: Devenin ilk yavrusunu da kurban ederdik bu konuda ne emredersiniz deyince:

(Her sürüden bir kurban kesersin, o kurban sürü içerisinde beslenir büyüyünce keser ve etini sadaka olarak dağıtırsın) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; İbn Mâce, Zebaih: 2)

4247- Hüzeyl kabilesinden Nübeyşe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Üç günden fazla kurban etlerini saklamanızı yasaklamıştım fakat Allah size bolluk verdi ve hayırlara kavuşturdu bundan dolayı o etlerden yiyebilir, sadaka olarak verebilir ve istediğiniz kadar da kendinize ayırıp stoklayabilirsiniz. Bu bayram günleri yeme, içme ve Allah’ı zikretme günleridir.) Bu arada bir adam:

(Cahiliyye döneminde Atîre kurbanı keserdik bu gün ne emredersiniz?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah için hangi ayda keserseniz kesin Allah’ın rızasını isteyin ve etinden de yedirin) buyurdu. Adam:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Devenin ilk yavrusunu da kurban ederdik bu konuda ne dersin?) diye sorunca, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Her koyun sürüsünden bir tane kurban için ayrılır ve o sürü içerisinde beslenip büyütülür. Büyüyüp gelişince onu keser ve etinden yolculara yedirirsin şüphesiz bu daha hayırlıdır.) (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; İbn Mâce, Zebaih: 2)