Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- Mürted (İslâm’dan Dönen) Kimsenin Durumu

4074- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Osman, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu hadisi işittiğini söylemiştir:

(Şu üç durum dışında Müslüman’ı öldürmek caiz değildir. 1. Evli iken zina eden recm edilerek öldürülür. 2. Bile bile Müslüman’ı öldüren kısas yapılarak öldürülür. 3. Müslüman iken dinini değiştiren mürted olur ve öldürülür.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4075- Osman b. Affan (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Müslüman bir kimse şu üç durum dışında öldürülemez. 1. Evli iken zina eden 2. Bile bile Müslüman’ı öldüren. 3. Müslümanlıktan çıkıp irtidat eden kimse.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4076- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Dinini değiştireni öldürün.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4077- İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bir takım insanlar İslâm’dan çıkarak mürted oldular. Ali onları ateşle yakarak öldürdü. İbn Abbâs diyor ki: Ben olsaydım onları yakmazdım. Çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Hiçbir kimseye Allah’ın azabıyla azap etmeyin.) (Yani ateşte yakmayın) Ben olsaydım onları öldürürdüm. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Dinini degiştireni öldürün) buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4078- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Dinini değiştireni öldürün.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4079- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Dinini değiştireni öldürün.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Diyet: 10)

4080- Hasan (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Dinini değiştireni öldürün.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Hudud: 25)

4081- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Dinini değiştireni öldürün.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Hudud: 25)

4082- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Ali’ye İslâm’ı terk edip puta tapmaya başlayan bir gurup zenciyi getirdiklerinde onları ateşle yakarak öldürmüştü. İbn Abbâs, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Dinini değiştireni öldürün) buyurdu, dedi. (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Tirmizî, Hudud: 25)

4083- Ebu Bürde b. Ebu Mûsâ el Eş’arî (radıyallahü anh)’nin babasından naklettiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebu Mûsâ’yı Yemen’e gönderdi. Ondan sonra da Muaz b. Cebel’i gönderdi. Muaz, Yemen’e varınca oradakilere: Ey İnsanlar! Ben size Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in elçisi olarak gönderildim. Ebu Mûsâ Muaz’ın oturması için minder koymuştu. O sırada Müslüman olduktan sonra küfre dönen bir Yahudi getirildi. Bunun üzerine Muaz üç kere bu adam öldürülüp Allah ve Rasûlünün emri yerine getirilmeden o mindere oturmam dedi. Adam öldürüldü ve o da oturdu. (Buhârî, Meğazi: 62; Ebû Dâvûd, Hudud: 1)

4084- Mus’ab b. Sa’d (radıyallahü anh), babasından naklediyor ve şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke fethi günü Mekkelilere eman verdi. Fakat dört erkekle iki kadına emân vermemişti. Onlar hakkında:

(Onları Kâbe örtüsüne yapışmış halde bulsanız bile öldürün) buyurdu. Bunlar, Ebu Cehil’in oğlu İkrime, Hatal oğlu Abdullah, Subabe oğlu Mekîs, Sa’d b. ebi’s Serh oğlu Abdullah idi. Hatal oğlu Abdullah Kâbe’nin örtüsüne yapışmış olduğu halde öldürüldü. Bunu öldürmeye görevlendirilen Said b. Hureys ve Ammar b. Yasir idi. Bu iki görevliden daha genç olan Said önce giderek onu öldürdü. Subabe oğlu Mekîsi de Müslümanlar çarşıda yakalayıp öldürdüler. İkrime ise gemiye binerek kaçtı. Bir ara gemi fırtınaya yakalandı. Gemidekilerin hepsi birden:

(İhlaslı ve samimi olun şu anda putlarınız ve ilâhlarınızın hiç birinin size bu gemide bir faydası olmaz) dediler. Bunun üzerine İkrime:

(Vallahi denizde beni ihlâs ve samimiyetle Allah’a bağlanmaktan başka bir şey kurtarmazsa karada da kurtaramaz. Allah’ım sana söz veriyorum. Eğer beni şu anda içinde bulunduğum tehlikeden kurtarırsan Muhammed’e gidip O’nun eline yapışacak ve iman edeceğim, O’nu affedici ve ikram sahibi olarak bulurum) dedi. Gemiden kurtulan İkrime gelip Müslüman oldu. Sa’d b. ebi’s Serh oğlu Abdullah ise Osman b. Affan’ın yanında gizlendi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekkelileri biat etmek üzere çağırınca, Osman onu Rasûlullaha getirdi. ve Ey Allah'ın Rasûlü! Elini uzat da Abdullah biat etsin dedi. Bunun üzerine Abdullah üç defa başını kaldırıp Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e baktı üçünde de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini uzatmadı üçüncüden sonra elini uzattı ve biat etti sonra da ashabına dönerek:

(Biat etmesi için elimi uzatmadığımı gördüğünüz halde aranızdan aklı başında biri çıkıp ta niçin bunu öldürmedi) deyince Ashap:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Biz Senin kalbindekini ne bilelim, bize gözünle işaret ediverseydin) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(Hiçbir Peygambere haince göz işareti yapmak yakışmaz.) (Buhârî, Meğazi: 62; Ebû Dâvûd, Hudud: 1)