48- Çocuk Döşek Sahibine Aittir 3495- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Doğan çocuk döşek sahibine aittir. Zina eden kimseye de mahrumiyet vardır.) (Dârimi, Nikah: 41; Ebû Dâvûd, Talak: 34) 3496- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Doğan çocuk döşek sahibine aittir. Zina edene de mahrumiyet vardır.) (Dârimi, Nikah: 41; Ebû Dâvûd, Talak: 34) 3497- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Sa’d b. ebi Vakkas ile Abd b. Zem’a bir erkek çocuğun nesebi hakkında münakaşa ettiler. Sa’d: Ey Allah’ın Rasûlü! Bu çocuk kardeşim Utbe b. Ebu Vakkas’ın çocuğudur. Bunun nesebinin kendisine ilhak edilmesini bana vasiyet etmiştir. Bakınız ona ne kadar da benzeşiyor kardeşim Utbe ile dedi. Abd b. Zem’a ise şöyle dedi: (Bu benim kardeşimdir, babamın döşeği üzerinde babamın cariyesinden doğmuştur) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Çocuğun kime benzediğine bakınca, onun Utbeye çok benzediğini gördü ve (Ey Abd! O, sana aittir. Çocuk döşek sahibinindir. Zina edene de mahrumiyet vardır. Ey Sevde binti Zem’a artık sen de Abdurrahman’ın yanında örtün) buyurdu. Abdurrahman da artık bir daha Sevde’yi görmedi. (Dârimi, Nikah: 41; Ebû Dâvûd, Talak: 34) 3498- Abdullah b. Zübeyr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Zem’a’nın bir cariyesi vardı. onunla münasebette bulunuyordu. Başka birisinin de o cariye ile münasebeti olduğunu zannediyordu. Cariye, ilişki kurduğunu zannettiği adama benzer bir çocuk doğurdu. Zem’a, Cariye hamile iken vefat etmişti. Sevde bu durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e arzetti de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Çocuk döşek sahibine aittir. Ey Sevde artık ondan uzak dur ve örtün çünkü o senin kardeşin değildir) buyurdu. (Müsned: 15542) 3499- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Çocuk döşek sahibine aittir. Zina edene ise mahrumiyet vardır.) (Ebû Dâvûd, Talak: 28) |