82- Akrabalara vermek 2594- Selman b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Muhtaç kimseye sadaka vermekte sadaka sevabı vardır. Akrabaya sadaka vermekte ise; hem sadaka sevabı hem de akrabalık bağlarını kuvvetlendirme sevabı.) (Tirmizî, Zekat: 26; Dârimi, Zekat: 38) 2595- Abdullah b. Mes’ud (radıyallahü anh)’ın hanımı Zeyneb (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlara şöyle buyurdu: (Sadaka veriniz süs eşyalarınızdan bile olsa…) Zeyneb: Kocam Abdullah fakir idi, bunun için ben ona: (Ben sadakamı sana ve yeğenlerime versem olur mu?) dedim. O da: (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’e sor) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına vardım, kapının önünde Zeyneb isimli biri daha vardı ki o da benim soracağımı sormaya gelmişti. Kapıyı çaldık, Bilal çıktı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e git bu meseleyi kendisine sor, bizim kim olduğumuzu da haber verme dedik. O da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): (Onlar kimlerdir) dedi. Bilal de: (Zeyneb) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Hangi Zeyneb?) buyurdu. Bilal de: (Ensar hanımlarından Abdullah’ın hanımı Zeyneb) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: (Evet olur, hem de iki yönlü sevap olur. Hem sadaka sevabı hemde yakını düşünme sevabı.) (Buhârî, Zekat: 49; Müslim, Zekat: 14) |