Geri

   

 

 

 

İleri

 

70- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Orucu Nasıldı?

2357- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Eyyam’ı Biyz denilen her ayın on üç, ön dört ve on beşinde yolculukta ve yolcu olmadığı anlarda hep oruçlu olurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

2358- Yine İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) öyle oruç tutardı ki, biz hiç iftar etmeyecek ay boyu oruçlu olacak derdik. Bazen de o derece oruç tutmazdı ki, biz bu ay oruç tutmayacak derdik.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2359- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) oruç tutardı, biz herhalde bu ay hiç iftar etmeyecek derdik. Bazı aylarda da hiç oruç tutmazdı biz yine bu ayda hiç oruç tutmak istemiyor herhalde derdik.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2360- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir gecede Kur’an’ı baştan sona okuduğunu, ve bir gece sabaha kadar namaz kılıp ibadet ettiğini, Ramazan dışında hiçbir ayın tamamını oruçla geçirdiğini bilmiyorum.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2361- Abdullah b. Şakik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’ye: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in nasıl oruç tuttuğunu sormuştum. O’da şöyle dedi:

(Öyle oruç tutardı ki ay boyu oruç tutacak derdik, bazen de hiç oruç tutmazdı bu ay hiç oruç tutmayacak derdik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine’ye geldikten sonra Ramazan dışında hiçbir ayı tümüyle oruç tutmuş değildir.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2362- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in oruç tutmayı en çok sevdiği ay Şaban ayı idi öyle ki; Şaban ayının çoğunu oruçla geçirip Ramazan’a eklerdi.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2363- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) bazı aylarda öyle oruç tutardı ki bu ay hiç oruca ara vermeyecek derdik. Bazen de hiç oruç tutmazdı bu ay hiç oruç tutmayacak derdik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Şaban ayından başka bir ayda bu kadar çok oruç tutmazdı.) (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2364- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Şaban ve Ramazan hariç iki ay ardı ardına oruç tutmazdı.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2365- Yine Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), Şaban ayı dışında senenin hiçbir ayında baştan sona oruç tutmazdı ve onu da Ramazan’a eklerdi.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2366- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), Şaban ayındaki kadar hiçbir ayda oruç tutmazdı. Şaban ayının çoğunu veya tamamını oruçla geçirirdi.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2367- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), Şaban ayının az bir kısmı hariç çoğunu oruçla geçirirdi.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2368- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2369- Üsâme b. Zeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Hiçbir ayda Şaban ayı kadar oruç tuttuğunu görmedim) dedim. O da şöyle buyurdu:

(Bu ay Receb’le Ramazan arasında insanların gafil bulundukları bir aydır. O ayda ameller alemlerin Rabbi olan Allah’a arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu olduğum halde Allah’a arz olunmasını severim.) (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)

2370- Üsâme b. Zeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Sen bazen hiç bırakmayacakmış gibi oruç tutuyor bazen de hiç tutmayacakmış gibi orucu bırakıyorsun ama iki gün mutlaka tutuyorsun) dedim. (Onlar hangileridir) diye sordu. Ben de:

(Pazartesi ve Perşembe günleri) dedim. Bu sefer şöyle buyurdu:

(O iki gün de ameller alemlerin Rabbine arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah’a arz olunmasını isterim.) (Ebû Dâvûd, Savm: 60; İbn Mâce, Sıyam: 42)

2371- Üsâme b. Zeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruç tutmayı o kadar uzatırdı ki hiç iftar etmeyecek sanırdık. Bazan da hiç oruç tutmazdı ay boyu tutmayacak sanırdık. (Ebû Dâvûd, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)

2372- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.) (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)

2373- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.) (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)

2374- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.) (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)

2375- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.) (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)

2376- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı.) (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)

2377- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), her aydan üç gün oruç tutardı, haftanın birinde pazartesi ve perşembeyi oruçla geçirir diğer hafta ise pazartesi günü oruç tutardı. (Ebû Dâvûd, Savm: 69; İbn Mâce, Sıyam: 42)

2378- Hafsa (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Her ayın ilk haftasının pazartesi ve perşembe günlerini ikinci haftanın da sadece pazartesi gününü oruçla geçirirdi.) (Ebû Dâvûd, Savm: 69; İbn Mâce, Sıyam: 42)

2379- Hafsa (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına yattığında sağ avucunu yanağının altına koyardı ve pazartesiyle Perşembeleri oruç tutardı.) (Ebû Dâvûd, Savm: 69; İbn Mâce, Sıyam: 42)

2380- Abdullah b. Mesud (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), her ayın 13,14,15. günleri oruç tutardı. Bazen de Cuma günleri oruç tutmazdı.) (Tirmizî, Savm: 54; Ebû Dâvûd, Savm: 68)

2381- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) bana; iki rekat kuşluk namazı kılmamı, uyumadan önce vitir namazını kılmamı ve her aydan üç gün oruç tutmamı emir buyurdu.) (Tirmizî, Savm: 54; Ebû Dâvûd, Savm: 68)

2382- Ubeydullah (radıyallahü anh), İbn Abbâs’tan şöyle işitmiştir. İbn Abbâs’a Aşura orucu sorulmuş o da şöyle cevap vermişti:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in diğer günler içersinde Aşûra gününü aylar içersinde de Ramazan ayını oruçla geçirdiğini biliyorum.) (Buhârî, Savm: 68; Müslim, Sıyam: 20)

2383- Humeyd b. Abdurrahman b. Avf (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Aşûra günü Muaviye’nin minber de şöyle hitap ettiğini işittim:

(Ey Medineliler! Alimleriniz nerede… Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim aşura günü için şöyle diyordu:

(Ben bu gün oruçluyum dileyen bu günde oruç tutsun.) (Buhârî, Savm: 68; Müslim, Sıyam: 20)

2384- Huneyde b. Halid (radıyallahü anh)’in hanımından naklettiğine göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından birinin şöyle dediğini duydum: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Aşûra günü, Zilhicce ayından dokuz günü, ve her aydan da üç günü oruçla geçirirdi. Bu üç gün o ayın ilk pazartesi günüyle iki Perşembe günleridir.) (Buhârî, Savm: 68; Müslim, Sıyam: 20)