43- Oruç Diğer İbadetlere Benzemez 2232- Ebu Umâme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve; bana senden alıp tatbik edebileceğim bir kulluk modeli söyle dedim. O da şöyle buyurdu: (Oruç tut, zira oruç gibi sevabı çok olan bir amel yoktur.) (Müsned: 21122) 2233- Ebu Umâme el Bahîlî (radıyallahü anh)’nin bildirdiğine göre şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle dedim: (Ey Allah’ın Rasûlü! bana öyle bir şey emret ki Allah onunla beni faydalandırsın o da: (Oruca devam et çünkü oruç gibi sevaplı olan bir amel yoktur) buyurdu. (Müsned: 21122) 2234- Ebu Umâme (radıyallahü anh) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle sormuştu: (Hangi amel daha değerli ve kıymetlidir?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: (Oruç tutmaya devam et çünkü sevap yönünden onun bir dengi yoktur.) (Müsned: 21122) 2235- Ebu Umâme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: (Ey Allah’ın Rasûlü!) dedim. Bana bir amel emret ki onu yapayım o da şöyle buyurdu: (Oruç tutmaya bak çünkü sevap kazanmak yönünden onun bir dengi yoktur.) (Müsned: 21122) 2236- Muaz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2237- Muaz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2238- Muaz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2239- 2240- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2241- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2242- Amir b. Sa’saa (radıyallahü anh)’nın haber verdiğine göre, Osman b. ebil Âs, içilsin diye süt getirmişti. Mutarrif’te ben oruçluyum dedi. Bunun üzerine Osman dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu: (Oruç sizden birinizin savaşın tehlikelerinden korunduğu bir kalkan gibidir.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2243- Mutarrif (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman b. Ebil Âsın yanına gitmiştim, biraz süt getirmişti de ben oruçluyum demiştim. O da şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle derken işittim: (Oruç; savaşın tehlikelerinden sizi koruyan kalkan gibi sizi ateşten koruyan bir kalkandır.) (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2) 2244- 2245- Ebu Ubeyde (radıyallahü anh) şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu: (Dedi kodu ile sevabını kaçırmaz ise oruç bir kalkandır.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.) 2246- Âişe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç, kişiyi ateşten koruyan bir kalkandır. Oruçlu olan bir kimse cahilce hareketler yapmasın başka bir kimse oruçluya cahilce hareketler yapıp sataşırsa ona kötü söylemesin, sövmesin ve ben oruçluyum desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.) (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30) 2247- Âişe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Oruç kişiyi ateşten koruyan bir kalkandır. Oruçlu olan bir kimse cahilce hareketler yapmasın başka bir kimse oruçluya cahilce hareketler yapıp sataşırsa ona kötü söylemesin, sövmesin ve ben oruçluyum desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.) (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30) 2248- Sehl b. Sa’d (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle nakletmiştir: (Oruçlular için Cennette bir kapı vardır ki adı Reyyan’dır. Oruçlulardan başkası o kapıdan giremez, oruç tutanların sonuncusu o kapıdan girince o kapı kapanır, o kapıdan girenler bir şeyler içerler, bir daha asla susuzluk nedir bilmezler.) (Buhârî, Savm: 4; Tirmizî, Menakıb: 16) 2249- Sehl (radıyallahü anh) bize aktararak şöyle dedi: (Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü, oruçlular nerede diye seslenilir ve onlara Reyyan kapısından girmez misiniz buyurun denilir. O kapıdan girenler asla susuzluk çekmezler, onlar o kapıdan girince kapı kapanır, o oruçlulardan başka hiçbir kimse o kapıdan içeri giremez.) (Buhârî, Savm: 4; Tirmizî, Menakıb: 16) 2250- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Kim Allah rızası için ikişer ikişer sadaka verirse Cennet kapılarında (Ey Allah’ın kulu buraya gel, burada büyük hayır vardır) denilir. O kimse çok namaz kılan kimselerden ise namaz kapısından çağrılır. Cihadı seven ve cihad yolunda biri ise cihad kapısından çağrılır. Sadaka verenlerden ise sadaka kapısından çağrılır. Oruç tutmayı sevenler çok oruç tutanlar ise Reyyan kapısından çağrılacaklardır.) Ebu Bekir es Sıddîk: (Ey Allah’ın Rasûlü! Bir kimsenin bu kapıların birinden çağrılması zaruri midir? Bir kişi bu kapıların hepsinden de çağrılabilir mi?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Evet çağrılabilir, senin böylece tüm kapılardan çağrılacağını ümid ederim.) (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4) 2251- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber çıkmıştık, biz genç idik evlenme imkanımız yoktu. Bize şöyle buyurdu: (Ey gençler evlenmeniz gerekir. Zira evlilik gözü haramdan korur iffeti de korur. Evlenmeye gücü yetmeyenler oruç tutsun çünkü oruç şehevî arzuları azaltır.) (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4) 2252- Alkame (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, İbn Mes’ud; Arafat’ta, Osman ile karşılaştı, onunla yalnız kalıp ona bir şeylerden bahsetti. Osman da İbn Mes’ud’a, dedi ki: Sevdiğin bir genç kızla seni evlendireyim. Bunun üzerine Abdullah, Alkame’yi çağırarak şu hadisi söyledi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Evlenmeye gücü yetenleriniz evlensin çünkü evlilik gözü haramdan sakındırır. İffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyenler ise oruç tutsun çünkü oruç şehevî arzuları azaltır.) (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4) 2253- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Kimin evlenmeye gücü yeterse mutlaka evlensin imkan bulamaz ise oruç tutsun çünkü oruç şehevi arzuları azaltır.) (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4) 2254- Abdurrahman b. Yezid (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yanımızda Alkame, Esved ve birkaç kişi olduğu halde Abdullah’ın yanına girdik. O bize bir hadis anlattı. Bu hadisi sadece benim için anlattığını anladım, aralarında en genç olanı ben idim. Hadis şöyle idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Ey gençler topluluğu, evlenmeye gücü yeteniniz mutlaka evlensin çünkü evlenmek gözü haramdan sakındırır, iffeti korur.) (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4) 2255- Alkame (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Mes’ud’la beraberdik. O da Osman’ın yanında idi. Osman dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gurup gencin yanına çıkmıştı ve şöyle buyurmuştu: (Evlenmeye gücü yeteniniz mutlaka evlensin çünkü evlilik gözü haramdan sakındırır ve iffeti korur. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse, oruç onun için şehevi arzuları azaltır.) (Müsned: 388) |