16- Küsûf İle İlgili Diğer Bir Rivâyet 1496- Numan b. Beşîr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutulmuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) korkmuş vaziyette elbisesini çekerek mescide geldi. Güneş açılıncaya kadar bize namaz kıldırdı. Güneş açılınca şöyle buyurdu: (İnsanlar, Güneş ve Ayın sadece büyüklerden birinin ölümüyle tutulduğunu zannederler. Halbuki mesele öyle değildir. Güneş ve Ay ne kimsenin ölümü ne de doğumundan dolayı tutulmazlar. Fakat o ikisi, Aziz ve Celil olan Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren alametlerinden birer alamettirler. Aziz ve Celil olan Allah mahlukatından birisi üzerinde gücünü göstermek için bir şeyler yapmak isterse o şeyler ona boyun eğer. Sizler böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız farz namazları gibi namaz kılınız.) (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 152) 1497- Kabîsa b. Muharik el Hilâlî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Güneş tutulmuştu, biz o anda Medine’de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir korku içinde eteklerini toplayarak hemen kalktı, uzunca iki rekat namaz kıldı. Namazını bitirmesiyle güneşte açılıverdi. Allah’a hamdedip O’nu överek şöyle buyurdu: (Güneş ve Ay Allah’ın varlığını ve birliğini ortaya koyan alametlerinden ikisidir. ve hiçbir kimsenin doğumu ve ölümü için tutulmazlar. Böyle bir durumla karşılaşırsanız farz namazlar gibi namaz kılmaya koşunuz.) (Ebû Dâvûd, Salat: 262) 1498- Kabîsa el Hilalî (radıyallahü anh) anlatıyor, Güneş tutulunca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) her rekatta iki rükû’ yaparak güneş açılıncaya kadar namaz kıldı ve şöyle buyurdu: (Güneş ve ay hiçbir kimsenin ölümü için tutulmazlar. Onlar Allah’ın yarattığı iki yaratığıdır. Aziz ve Celil olan Allah yarattıklarından dilediği üzerinde dilediği değişikliği yapar. Allah hangi yarattığına bir değişiklik yapmak isterse o yaratık onun bu yaptığına boyun eğer. Eğer güneş ve ay da böyle bir değişiklik görürseniz açılıncaya kadar namaz kılın veya Allah eski durumuna getirinceye kadar namaz kılın.) (Ebû Dâvûd, Salat: 262) 1499- Numan b. Beşir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Güneş ve Ay tutulunca kıldığınız namazların en güzeli gibi namaz kılınız.) (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 152; Müslim, Küsûf: 1) 1500- Numan b. Beşir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) güneş tutulduğu zaman rükû’ ve secde ederek bizim namaz kıldığımız gibi namaz kılardı. (Ebû Dâvûd, Salat: 263) 1501- Numan b. Beşir (radıyallahü anh) anlatıyor: Bir gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), acele acele mescide çıktı. Güneş tutulmuştu güneş açılıncaya kadar namaz kıldı sonra şöyle buyurdu: (Cahiliye dönemindeki insanları Güneş ve Ay sadece yer yüzündeki büyük bir kimsenin ölümünden dolayı tutulacağını söylerlerdi. Halbuki Güneş ve Ay ne bir kimsenin ölümü ile ne de doğumu ile tutulmazlar. Fakat o ikisi Allah’ın yarattığı iki yaratığıdır. Allah yarattıkları üzerinde dilediği değişikliği yapar. Onlardan hangisi tutulursa, açılıncaya kadar namaz kılın veya Allah eski şekline çevirinceye kadar namaz kılınız.) (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 152) 1502- Ebu Bekre (radıyallahü anh) anlatıyor: Bizler Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanındayken güneş tutuldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elbisesini toplayarak mescide çıktı, insanlarda oraya toplandılar. Böylelikle bize iki rekat namaz kıldırdı. Güneş açılınca şöyle buyurdu: (Güneş ve Ay Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren alametlerden birer alamet ve işarettir. Allah gücünü göstererek kullarını böylelikle korkutur. Onlar hiçbir kimsenin doğumu ve ölümü ile tutulmazlar. Onların tutulduğunu gördüğünüz zaman açılıncaya kadar namaz kılınız. Bu olay peygamberimizin oğlu İbrahim’in vefatında olmuştu da insanlar cenaze için oradaydılar.) (Buhârî, Küsûf: 1; Müsned: 19596) 1503- Ebu Bekre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), güneş tutulması olayında kıldığımız namazlar gibi iki rekat namaz kılmıştı. (Buhârî, Küsûf: 15; Müsned: 14496) |