Geri

   

 

 

 

İleri

 

109. Uyumadan Önce Yapılacak Tesbihat (Zikirler)

5062- Hazret-i Ali (İbn Ebî Tâlib) dedi ki: Hazret-i Fatıma değirmen taşından meydana gelen elindeki rahatsızlıktan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e acınmıştı. Bu sırada Peygamber bazı esirler getirilmişti. Bunun üzerine Hazret-i Fatıma bir esir istemek üzere Hazret-i Peygamber'e geldi (fakat evinde olmadığı için) kendisini göremedi. Bu geliş sebebini Hazret-i Âişe'ye bildirdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince Hazret-i Âişe Hazret-i Fatıma'nın geldiğini (ve sebebini) kendisine haber vermiş. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) bize çıkageldi. Biz yataklarımıza yatmıştık. Biz (kendisini karşılamak için yataklarımızdan) kalkmaya davrandık.

Yerlerinizde durun, dedi ve aramıza oturdu. Hattâ göğsümün üzerinde ayaklarının serinliğini hissettim. Hemen arkasından:

Size istediğinizden daha hayırlısını göstereyim mi? Yataklarınıza yattığınız zaman otuz üç defa " Sübhanellah" , otuz üç defa " elhamdülillah" , otuzdört defa da " Allahü ekber" deyiniz. Bu sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır.

Buharî, nefakat 6, fedailüsaahabe 9, daavât 11; Müslim, zikr 80-81.

5063- Ebû'l Verd b. Sümame'den (rivâyet edildiğine göre, birgün Hazret-i Ali (b. Ebi Tâlib, Ali) b. A'bed'e şöyle demiş:

Sana kendimden ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kızı Fatima'dan bahsedeyim. O Hazret-i Peygamber'in aile fertleri arasında en çok sevdiği kimse idi ve benim yanımda (fakir bir hayat sürüyor) idi. O (eliyle) değirmen çekerdi hatta değirmen elinde iz bırakmıştı. Tulumla (eve) su çekerdi, hatta (tulumun ipleri) boynunda iz yapmıştı. Ve evi (kendi elleriyle) süpürürdü, öyle ki elbisesi toz toprak içinde kalmıştı. (Yemek) tencere (sinin altında ateş) yakardı da elbiseleri işlenmişti. Bu sebeplerden dolayı onun başına (birçok) sıkıntı (lar) gelmişti). Derken (birgün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir takım kölelerin getirilmiş olduğunu işittik. Bunun üzerine ben (kendisine):

Babana gitsen de ondan (günlük işlerinde) senin çalışmana gerek bırakmayacak bir hizmetçi istesen dedim. O da (kalktı) Hazret-i Peygamber'e vardı. Hazret-i Peygamberin yanında onunla konuşan bir takım insanları görünce (derdini anlatmaktan) utanıp geri döndü. (Ertesi günü) kuşluk vakti (Hazret-i Peygamber) yanımıza çıkageldi. Biz yorganlarımızın içinde idik. Hazret-i Fatıma'nın başı ucuna oturdu. Hazret-i Fatıma babasından utandığı için başını yorganının içine çekti. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) O'na:

Muhammed ailesine olan dünkü ihtiyacın ne idi? diye (iki defa) sordu. (Hazret-i Fatıma da) her ikisinde de sükût etti.

Bunun üzerine ben (söze başladım):

Ey Allah'ın Resulü, Allah için sana ben cevap vereyim: Bu (kadıncağız) benim yanımda (fakirlikten dolayı) un öğütmek için kendi elleriyle değirmen çekmektedir. Öyle ki (değirmen) eline iz yaptı. Tulum ile su taşıdı da (tulum) boynunda iz bıraktı. Ev süpürdü, elbiseleri toz toprak içinde kaldı. (Yemek) tencere(sinin altında nefesiyle ateş) yaktı da elbiseleri is içerisinde kaldı. Bu esnada bize, sana bir takım kölelerin, ya da hizmetçilerin- geldiği (haberi) ulaştı. Ben de kendisine: Git ondan (bir hizmetçi de) iste, dedim...." (daha sonra Ebû'l-Verd bir önceki) el-Hakem hadisinin manasını daha uzun olarak rivâyet etti.

Buharî, nakafat 6, fedailülashâb 9, Daavât 11; Müslim, zikr 80-81.

5064- Şu (bir önceki) haberi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Hazret-i Ali yoluyla Şebes b. Rib’î de (rivâyet etmiştir). Bu rivâyete göre Hazret-i Ali şöyle demiştir: Ben (faziletlerini) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan duyduğumdan beri, bu zikirleri Sıffîn gecesi dışında (hiçbir gecede) terk etmedim. Bu zikirleri ancak gecenin son saatlerinde hatırladım da, hemen onları söyleyiverdim.

5065- Hazret-i Abdullah İbn Amr'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" İki zikir çeşidi vardır ki, bunlara devam eden nıüslüman bîr kul mutlak cennete girer. Bunlar kolaydır. Ama bunları yapanlar azdır. Her namazın ardında on defa:

" Sübhanellah" , on defa:

" elhamdülillah" , on defa:

" Allahü ekber" der. (Böylece) bunlar (günde) yüz elli defa söylenmiş olur. Mizanda ise binbeşyüz (eder).

Yatağına yattığında otuz dört defa:

" Allahü ekber" otuzüç defa " Elhamdülillah" , Otuzüç defa:

" Sübhanellah" der. (Bu suretle) bunlar yüz defa dil ile söylenmiş olur. Mizanda ise bin (kabul edilir. Ravi Abdullah b. Amr dedi ki):

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bunları eli(nin parmakları) ile sayarken gördüm.

(Sahabe-i kiram):

 Ey Allah'ın Resulü bunlar kolay olduğu halde yapanlar neden az oluyor? diye sordular da (Hazret-i Peygamber) şöyle cevap verdi:

Sizden biri yatağindayken şeytan ona gelir. Bunu söylemeye fırsat vermeden uyutur. Namaz kılarken gelir. (Namazın sonunda) bunları söylemeden önce ona bir ihtiyacını hatırlatıverir..."

Ahmed İbn Hanbel. I, 147, II, 160-161, 205.

5066- (Hazret-i Peygamber amcası Ebû Talib'in oğlu ez-Zübeyr'in kızlarından Ümmü Hakem'in yahut da Dubaa'nm oğlundan rivâyet edildiğine göre) bu iki kadından birisi şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birtakım esirler ele geçirmişti. Bunun üzerine ben, kızkardeşim ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Fatıma ile birlikte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gittik. Kendisine (hep birlikte) içinde bulunduğumuz sıkıntılardan yakındık ve kendisinden esirlerden bir kısmının bize verilmesi için emir buyurmasını istedik de:

Bedir (şehidlerinin) yetimleri sizi geçtiler, cevabını verdi. Sonra (ravi) Fazl b. Hasen (bir önceki hadiste anlatılan) teşbih hadisesini anlattı (ve bu teşbihlerin) her (farz) namazın arkasında (çekileceğini) söyledi, (fakat) uyku (ya yatarken çekilecek tesbihat)dan söz etmedi.