6. Misafirin (İzinsiz Olarak) Başka Birinin Malını Yemesi Neshedilmiştir 3755- İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Şu " Ey iman edenler, mallarınızı aranızda bâtılla (doğru olmayan yollarla haksız yere) yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka..." Nisa, (5) 29. âyet-i kerimesi indikten sonra halka, bir kimsenin evinde yemek yemek zor gelmeye başlamıştı. Derken bu âyeti Nûr süresindeki (61 numaralı) âyet neshetti. (Bu âyette yüce Allah kullarına şöyle) buyurdu: " ...Size de kendi evlerinizden başka evlerde yemenizde bir güçlük yoktur.." Nûr, (24) 61. (Yüce Allah'ın bu meseleyle ilgili buyruğu); " toplu olarak ve) ayrı ayrı- (yemenizde de üzerinize bir günah yoktur)" sözüne kadar (sürmektedir). (Bu âyet inmeden önce) zengin bir adam yakınlarından birini yemeğe çağırıldığında (çağırılan kimse), " Ben ondan yemeyi günah görüyorum" derdi; -et-Tecennuh, bir şeyin günah olduğuna inanmak anlamına gelir- ve " fakir bu davete benden daha müstehaktır" diye konuşurdu. Bu âyet(in inmesi) ile (müslümanların, bu âyette zikredilen kimselerin birine ait olan ve) üzerine Besmele çekilen yemekleri yemeleri ve bir de kitap ehlinin yemekleri helâl kılınmış oldu. |