Geri

   

 

 

 

İleri

 

13. Kılıncın Ziynetinin Gümüş Para Mukabilinde Satılması

3353- Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir; der ki:

Hayber ('in fethi) yılında, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e içinde altın ve kıymetli taşlar bulunan (altın ve kıymetli taştan yapılmış) bir gerdanlık getirildi. -Ebû Bekir ve İbn Menî' " içerisinde, altınla bağlanmış kıymetli taşlar bulunan bir gerdanlık" dediler.-

Hadisi Ebû Dâvûd'a dört ayrı zat rivâyet etmiştir. Bunlar; Muhammed b. İsâ, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, Ahmed b. Menî' ve İbnü'l-Alâ'dırlar. Tire arasındaki kısım, önceki cümlenin Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ahmed b. Menî' tarafından nakledilen şeklidir. Ayrıca buradaki " altınla bağlanmış" manasına gelen cümlesi, bazı nüshalarda " altınla kaplı" şeklindedir.

Gerdanlığı bir adam yedi veya dokuz dinara satın aldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Olmaz, altınla taşların arasını ayırmadıkça (caiz değil)" buyurdu: Satın alan adam:

Ama ben sadece taşı istedim, dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yine:

" Hayır, onların arasını ayırmadıkça olmaz" buyurdu.

Bunun üzerine adam, altınla taşın arasım ayırıncaya kadar geri verdi.

İbnü İsâ, (adamın; ben sadece taşı istedim, sözünü) " ben ticareti istedim" şeklinde söyledi.

Ebû Dâvûd dedi ki:

İbn Îsa'nın kitabında: " taş" şeklindedir. [Başkası " ticareti" demiştir.]

3354- Fedâle b. Ubeyd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Hayber savaşı günü, on iki dinara içinde altın ve kıymetli taş bulunan bir gerdanlık satın alıp, altınım taşım ayırdım. Gerdanlıkta on iki dinardan daha fazla altın buldum ve durumu Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e söyledim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Gerdanlık, ayrılmadıkça satılmaz" buyurdu.

Müslim, müsâkât 90; Tirmizî, büyü 32; Nesâî, büyü 48; Ahmed b. Hanbel, VI, 21.

3355- Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir. Der ki: Biz Hayber savaşı günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte idik. Yahudilerden bir ûkiye Bu kelime bazı nüshalarda .- şeklindedir. Nevevî,'nin pek kullanılmadığını, meşhur olanın bu olduğunu söyler. altını, dinar mukabilinde -Kuteybe'den başkası; iki ve üç dinar karşılığında dedi, sonra ittifak ettiler- satın alırdık. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Altını, altın karşılığında ancak tartısı tartısına satınız" buyurdu.

Müslim, müsâkat 91.