40. Rikaz (Ve Rikazın) Hükmü 3087- Ebû Hureyre (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in. " rikazda beşte bir vardır." dediğini, söylemiştir. Buhârî, Mûsâkât 3, zekât 66; Müslim, hudûd 45-46; Ebû Dâvud, diyât 28; Tirmizi, ahkam 38; İbn Mace, lukata 4, Muvatta, zekat 9, akul 12. 3088- El Hasen'den " Rikaz Ad kavmine ait hazine(ler)dir." dedi(ği rivâyet olunmuştur.) 3089- Dubaa bint. Zübeyr b. Abdulmüttalib b. Hişam dedi ki: El-Mikdad, (birgün) abdest bozmak için Bakiü'l-Habhabe denilen yere gitmişti. (Orada) bir delikten bir altın çıkaran iri bir erkek fare görmüş, (fare) altınları teker teker çıkarmaya devam etmiş. Nihayet (o delikten toplam) onyedi dinar çıkarmış. En sonunda içinde bir altın bulunan kırmızı bir bez parçası çıkarmış. (Bununla altınların sayısı) onsekiz olmuş. Bunun üzerine (el-Mikdad) bu altınları (alıp) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e götürmüş, durumu kendisine anlatmış ve (bunun) zekatını al demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona (bunları, elini) " Deliğe uzattın (da) mı?" (aldın?) diye sormuş. (el-Mikdad) da " Hayır" cevabını vermiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Bunun zekatı olmaz. Sen bunları götür) " Allah bunu sana mübarek eylesin" diye O'na dua etmiş. İbn Mace, el-Lukata 3. |