Geri

   

 

 

 

İleri

 

22. Yahudilerin Medine'den Çıkarılması Nasıl Olmuştur?

3002- (Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Mâlik'in) babasından (rivâyet olunmuştur. Ve Ka'b b. Mâlik) tevbeleri kabul edilen üç kişiden biri idi. (Ka'b b. Mâlik dedi ki:) Ka'b b. Eşref, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hicveder, Kureyş kafirlerini de onun aleyhine kışkırtırdı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye yeni gelmişti. O sırada Medine halkı müslümanlardan, puta tapan müşriklerden ve yahudilerden oluşan karma bir topluluktu. (Yahudiler ise) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le onun sahabilerini incitiyorlardı. Aziz ve celil olan Allah da Peygamberine sabır ve hoş görü tavsiye ediyordu. Derken (yüce) Allah onların hakkında " - kendilerine kitap verilenlerden -çok incitici sözler- işiteceksiniz..."

Ali İmrân (3) 186. (mealindeki) âyeti indirdi. Ka'b b. Eşref (yine de) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e eziyyetten el çekmeyince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Sa'd b. Muaza Ka'b'ı öldürmek üzere küçük bir kuvvet göndermesini emretti. Bunun üzerine (Hazret-i Sad ashabdan bazı kimselerle birlikte) Muhammed b. Mesleme'yi (Eşrefin üzerine) gönderdi. (Râvi) Ka'b b. Mâlik sözlerine devamla Eşrefin öldürülmesini (şöyle) anlattı. (Hazret-i Sa'd'in gönderdiği müslüman askerler) Eşrefi öldürünce Yahudilerle müşrikler korkuya düştüler ve öğleden önce Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldiler ve " Geceleyin bir arkadaşımızın kapısına yüklenilerek zorla evine girilip öldürüldü" dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Kab'ın kendisi hakkında) söylemiş olduğu (hicvedici) sözleri onlara hatırlattı.,Ve kendilerini (aralarında bir anlaşmazlık çıkması halinde) başvurmaları için yazacağı bir antlaşmaya davet etti. (Onlarîn bu daveti kabul etmesi üzerine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisiyle onların ve tüm müslümanların arasında (geçerli olmak üzere) bir sahifelik anlaşma yazdı.

3003- İbn Abbâs'dan demiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir (savaşı) günü Kureyş'i hezimete uğratıp Medine'ye gelince, Yahudileri Kaynuka oğullan çarşısında toplayıp

" Ey yahudi cemaatı Kureyş'in başına gelenler sizin de başınıza gelmeden önce müslüman olunuz!" dedi. (Onlar ise):

" Ey Muhammed! Kureyş'ten savaş bilmeyen tecrübesiz bir toplumla savaşman seni aldatmasın. Eğer sen bizimle savaşsaydın, Bizim nasıl yiğit bir topluluk olduğumuzu ve bizim gibi bir cemaatle hiç karşılaşmamış olduğunu anlayacaktın." dediler. Bunun üzerine yüce Allah " înkâr edenlere de ki yenileceksiniz..."

Ali İmrân (3) 12. (âyet-i kerimesini) indirdi.

Râvi Mûsârraf (bu hadisi rivâyet ederken sözü geçen âyeti) -Bedir'de- " ...bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki de inkarcı..." (idi) âyetine kadar okudu.

3004- Muhayyısa'dan (rivâyet olunduğuna göre), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

"Yahudilerin erkeklerinden ele geçirdiğinizi öldürünüz!" buyurmuş. Bunun üzerine Muhayyısa (isimli sahabi) yahudi tüccarlarından olup onlarla ilişkisi bulunan gencecik bir adamın üzerine sıçrayıp, onu öldürmüş (Muhayyısâ'nın kardeşi) Huvayyısa (ise) o gün henüz müslüman değilmiş ve Muhayyısa'dan daha yaşlı imiş Muhayyısa o yahudi genci öldürünce Huvayyısa da:

" Ey Allah'ın düşmanı Allah'a yemin olsun karnındaki yağ(lar)ın pek çoğu onun malındandır" diyerek (kardeşi) Muhayyısa'ya vurmaya başlamış.

3005- Ebû Hûreyre'den demiştir ki:

Bir gün biz mescidde iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aniden (yanımıza çıkageldi) ve:

" Haydi yahudilere gidelim!" dedi. Onunla birlikte biz de çıktık ve yahudilere vardık. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkarak onlara seslendi ve:

" Ey yahudiler cemaati, müslüman olun, kurtulun!" buyurdu. Onlar!

" Tebliğ ettin yâ Ebâ'l-Kaasîm! dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:

" Bunu murad ediyorum!" dedi ve üçüncü defasında onlara şunu söyledi.

" Bilmiş olun ki, bu yer Allah'ın ve Rasûlünündür. Ben de sizi bu yerden sürgün etmek istiyorum. Sizden kim malına karşılık bir şey bulursa onu hemen satsın! Yoksa bilin ki, bu yer Allah'ın ve Rasûlünündür!"

Buhârî, Cihâd 179, Cizye 6, İkrah 2, i'tisâm 18, Müslim, Cihâd 61, Ahmed b. Hanbel 11-451.