Geri

   

 

 

 

İleri

 

125. Esirlere Sözlü Hakarette Bulunma, Onları Dövme Ve İtirafa Zorlama

2683- Enes'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eshâbını (Bedr'e gitmeye) davet etmiş, onlarda Bedr'e (doğru) yola çıkmışlar, (yolda) Kureyş'in su taşıyan develeriyle karşılaşıvermişler, (develerin idarecisi olarak) başlarında da Haccac oğullarına ait siyah bir köle varmış, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabı onu yakalayıp

" Ebû Süfyân nerededir? diye köleyi sorguya çekmişler. O da;

" Vallahi benim, onun işi hakkında hiçbir bilgim yoktur. Fakat işte Kureyş geldi, içlerinde Ebû Cehîl, Râbiâ'nın iki oğlu Şeybe ile Utbe ve Umeyye b. Halef de vardır, diyordu. O bunu söylüyor (sahabe-i kiram da) onu dövüyordu. Bunun üzerine (köle korkusundan);

Beni (dövmeyi) bırakınız, beni bırakınız, size (gerçeği) haber vereceğim." diyordu. Bıraktıkları zaman da;

Vallahi benim Ebû Süfyân hakkında hiçbir bilgim yok. Ama işte Kureyş (size doğru) yola çıktı içlerinde Ebû Cehil, Râbiâ'nın iki oğlu Utbe ile Şeybe ve Umeyye b. Halef de var. (Size doğru) yöneldiler." diyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de namaz kılıyor ve bu konuşmayı işitiyordu. Namazı bitince;

" Nefsim yedi elinde olan Zât'a yemîn olsun ki, siz onu doğru söylediği zaman dövüyürsunuz, yalan söylediği zaman da bırakıyorsunuz. İşte Kureyş Ebû Süfyam (sizin saldırınızdan) korumak için (size) yönelmiş üzerinize gelmektedir." buyurdu.

(Daha sonra) Enes şöyle devam etti; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlara bu ikazı yaptıktan sonra);

" Şurası yarın falanın düşeceği yerdir." deyip elini yere koydu " ve şurası da yarın falanın düşeceği yerdir." deyip elini tekrar (bir başka) yere koydu. " Şurası da yarın falanın düşeceği yerdir." deyip elini tekrar (bir başka) yere koydu. Şurası da yarın falancanın değeceği yerdir." deyip elini (bir başka) yere (daha) koydu. (Enes) dedi ki: Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki ertesi gün müşriklerden hiçbiri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın elini koyduğu yerden öteye geçemedi. (Hepsi de işaret edilen yerlere düştüler). Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlar hakkında emir verdi ayaklarından tutulup çekilerek Bedr'in Kuleyb isimli kuyusuna atıldılar.

Müslim, cihâd 83.