122. Düşmanı Ateşle Yakmanın Keraheti 2675- Muhammed b. Hamza el-Eslemî'nin babasından rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu bir seriyye'nin başına başkan tayin etmiş (Bu zat başından geçen hadiseyi) şöyle anlattı: Seriyyenin yanına vardım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); " Eğer falan kimseyi bulursanız onu ateşle yakınız," buyurdu. Sonra ben (seriyyenin yanından) geri döndüm. (Rasûl-i Ekrem) beni çağırdı. Huzuruna varınca; " Falan kimseyi bulursanız onu öldürünüz. (Fakat) onu yakmayınız. Çünkü ateşle ancak ateşin sahibi (olan Allah) azâbeder." Buyurdu. Buhârî, cihâd 107, 149; Tirmizi, siyer 20; Dârimî, siyer 23; Ahmed b. Hanbel, II, 307, 338, 452. 2676- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi (bir miktar askerle birlikte savaşa) gönderdi ve gönderirken (şöyle) buyurdu: " Eğer, falan kimse ile falan kimseyi bulursanız..." (Hazret-i Ebû Hureyre rivâyetinin bundan sonraki kısmında bir önceki hadîsin) mânâsını nakletti. 2677- Abdullah b. Mes'ûd'dan; demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bir seferde idik, bir ihtiyacından dolayı (yanımızdan) uzaklaşmıştı. O sırada iki tane yavrusuyla birlikte bir kaya kuşu gördük ve yavrularını yakaladık. Bunun üzerine (anne) kuş gelip kanatlarını (onların üzerine) germeye başladı. Derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve; " Bunu yavrularıyla üzen kimdir? Onları kendisine geri veriniz!" buyurdu. Yine (Fahr-i kainat efendimiz) bizim yakmış olduğumuz bir karınca yuvasını gördü de; " Bunu kim yaktı" diye sordu. Biz de, Biz dedik. " Ateşle cezalandırmak, ateşin yaratıcısından başka hiçbir kimse için uygun değildir," buyurdu. |