Geri

   

 

 

 

İleri

 

37. Ramazanda (Gündüz Oruçlu İken) Karısıyla Cinsî Temasda Bulunanın Ödeyeceği Keffaret

2392- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan; demiştir ki:

Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip;

Mahvoldum (Yâ Resûlüllah) dedi. (Resûlüllah);

" Derdin nedir? (ne oldu)"

Ramazanda (gündüz) hanımımla cinsî temasta bulundum.

" Azâd edecek kölen var mı?"

Hayır.

" Arka arkaya iki ay oruç tutabilirmisin?"

Hayır!..

" Altmış fakire yemek yedirebilir misin?"

Hayır.

" (Şurada) otur" .

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, içerisinde hurma olan büyükçe bir sepet getirildi.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), adama;

" Bunu sadaka olarak dağıt!" buyurdu. Adam;

Medine'nin kara taşlarla kaplı iki yakası arasında bizden daha fakir bir aile yoktur.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki ön dişi görününceye kadar güldü ve;

" Öyleyse ailene yedir" , buyurdu.

Müsedded, bir başka yerde " iki ön dişi" yerine " azı dişleri" dedi.

Buhârî, savm 30, keffâret 3, 4, nefâkat 13; Müslîm, savm 81; Tirmizî, savm 28; Ahmet b. Hanbel, II, 208, 241, 281, 516; Muvatta, sıyâm 28, 29; Dârimî, savm 19.

2393- Zührî'den bu (önceki) hadîs mânâ olarak rivâyet edilmiştir. Zührî bu rivâyetde şunu da ilâve etmiştir:

" Bu, (hurmayı kendi ailesine yedirmesi) sadece o şahsa özel bir ruhsattır. Eğer bugün bir adam öyle bir şey yapsa, onun için keffâretten kurtuluş yoktur."

Ebû Dâvud dedi ki;

" Bu hadîsi, Leys b. Sa’d, Evzâî, Mansûr b. el-Mu'temir ve Irak b. Mâlik, İbn Uyeyne'nin (hadîsinin) mânası ile rivâyet etmişlerdir. Evzâî, rivâyetine (Hazret-i Peygamberin);

" Ve Allah'dan afv dile" (buyurduğunu) ilave etti.

2394- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre, bir adam ramazanda orucunu bozdu. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; bir köleyi hürriyetine kavuşturmasını veya iki ay peşi peşine oruç tutmasını veya altmış fakiri doyurmasını emretti.

Adam;

(Hiç birine) imkânım yok dedi. Hazret-i Peygamber;

" Otur" buyurdu. (Biraz sonra) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, içerisinde hurma olan bir sepet getirildi. Efendimiz adama;

" Bunu al, sadaka olarak dağıt!" buyurdu. Adam.

Resûlüllah! Benden daha muhtaç kimse yok, dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Peygamber, azı dişleri görününceye kadar güldü ve;

" Haydi onu sen ye," buyurdu.

Ebû Dâvud dedi ki;

İbn Cüreyc bu hadîsi Zührî'den, Mâlik'in lâfzı ile şöyle rivâyet etmiştir:

" Bir adam orucu bozdu. Efendimiz kendisine;

" Bır köleyi hürriyetine kavuşturman veya iki ay oruç tutman veya altmış fakir doyurman gerekir'9 buyurdu.

Muvatta, sıyâm 28.

2395- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan; demiştir ki:

" Ramazanda orucunu bozan bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi..." Ebû Hureyre bu (önceki) hadîste geçenleri haber verdi. Ancak bu rivâyette o şunları söyledi:

" Resûlüllah'a içerisinde onbeş sa' kadar hurma olan bir sepet getirildi. (Hişâm'ın rivâyetine göre Ebû Hureyre devamla Hazret-i Peygamber'in) şu sözlerini de ekledi:

" (Bu hurmayı) hem kendin ye, hem de ailene yedir. Bir gün oruç tut ve Allah'dan af dile."

Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 226.

2396- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı Âişe (radıyallahü anhâ)'nın şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Bir adam ramazanda mescidde olan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip;

Yandım! Yâ Resûlüllah! dedi.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) derdinin ne olduğunu sordu. Adam;

Aileme yaklaştım, dedi. Hazret-i Peygamber;

" Öyleyse sadaka ver!" buyurdu. Adam;

Vallahi benim hiçbir şeyim yok ve ona gücüm yetmez, dedi.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

" O halde otur." buyurdu.

Adam oturdu. O böyle beklerken, üzerinde yiyecek olan eşeğini süren bir adam çıkageldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

" Biraz evvelki yandım diyen nerede?" buyurdu. Adam ayağa kalktı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem);

" Bunu sadaka olarak dağıt." buyurdu. Adam

Bizden başkasına mı? Yâ Resûlüllah! Vallahi biz açız, hiçbir şeyimiz yok!., dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)

" (Haydi) onu siz yeyiniz." buyurdu.

Buhârî, hudüd 26; savm 29; Müslim, sıyâm 85, 86; Dârimî, savm 19; Ahmet b. Hanbel, IV, 140, 272.

2397- Muhammed b. Avf, Saîd b. Ebî Meryem, İbn Ebuz-Zînâd, Abdurrahman b. el-Haris, Muhammed b. Ca'fer b. ez-Zübeyr, Abbâd b. Abdullah senediyle, Âişe (radıyallahü anhâ)'dan önceki hadîse rivâyet edilmiştir. Bu rivâyette Hazret-i Âişe, " İçerisinde yirmi sa' olan bir sepet getirildi" demiştir.

Kütüb-i sitte içinde sadece Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.