35. Çocuğu Himayesine Almakta Öncelik Hakkı Kimindir? 2278- Amr b. Şuayb'ın dedesi Abdullah b. Amr (b. As)’dan rivâyet olunduğuna göre, bir kadın (Resûl-i Ekrem'e hitaben): " Ey Allah'ın Rasûlü! Şu benim oğluma, karnım (aylarca) kap oldu. Meme(leri)m su kabı oldu, bağrım onun için barınak oldu. Onun babası beni boşadı. (Şimdi de) onu benden almak istiyor" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona; " Sen evlenmediğin sürece ona (bakmaya başkalarından) daha müstehaksın," buyurdu. Ahmed b. Hanbel, II, 182; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ', VIII, 4; Hakim, el-Müstedrek, II, 207. 2279- Medîne halkından doğru sözlü bir kimse olan (ve) Selmâ (diye anılan) Ebu Meymûne demiştir ki; Ben Ebû Hureyre ile beraber otururken İranlı bir kadın oğlu ile birlikte (yanımıza) geldi ve (ikisi birden) kadını kocasının boşadığını iddia ettiler. Hemen arkasından, kadın, farsça olarak; Ey Ebû Hureyre! kocam beni boşadı. Oğlumu da (benden alıp) götürmek istiyor dedi. Ebû Hureyre de; Onun hakkında kura çekiniz, cevâbını verdi ve ona yine Farsça birşeyler söyledi. O anda (kadının) kocası geldi ve; " Çocuğum hakkında kim bana karşı hak iddâ edebilir? dedi. Ebû Hureyre de; Allah için ben böyle bir şey söylemiyorum ancak (şunu ifâde etmek istiyorum). Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın yanında otururken bir kadının Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip de; Ey Allah'ın Rasûlü kocam (beni boşadıktan sonra bir de) oğlumu (yanımdan alıp) götürmek istiyor. Oysa oğlum bana Ebû Inebe kuyusundan su (getirip) içirdi. (Oğlum) bana faydalı oldu, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (onlara); " Onun hakkında kur'a çekiniz" buyurdu. Bunun üzerine (kadının) kocası; Çocuk hakkında bana karşı kim hak iddia edebilir? dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de (çocuğa dönerek); " Şu babandır. Şu da annendir, onlardan istediğinin elini tut" buyurdu. (Çocuk da) annesinin elini tuttu. Bunun üzerine (kadın) çocukla (birlikte oradan uzaklaşıp) gitti dedi. Nesâî, fey 1, talak 52; Dârimi, talak 16; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ', VIII, 3. 2280- Ali (radıyallahü anh)'dan; demiştir ki: Zeyd b. Harise (Ye'cuc vadisinden) çıkıp Mekke'ye geldi Mekke'den Hamza'nın kızını (alıp Ye'cüc vadisine) getirdi. Bunun üzerine Ca'fer (b. Abdilmuttalib); Onu ben (himayeme) alacağım. Ben onu (himayeme almaya başkalarından) daha müstehâkım (çünkü) amcamın kızıdır ve teyzesi benim yanımdadır. Teyze ise anne demektir, dedi. Hazret-i Ali de (şöyle) dedi; Onu (yanıma almaya) ben daha lâyığım. (Çünkü) amcamın kızıdır ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı benim yanımdadır. O ise bunu yanına almaya daha müstehâktır. Zeyd de şöyle dedi; Ben onu (yanıma almaya başkalarından) daha müstehâkım çünkü ben onun için yola çıktım (Ye'cuc vadisinden Mekke'ye kadar) yolculuk ettim ve onu (Mekke'den alıp buraya) getirdim. Derken Peygamber (Sallallahû aleyhi ve sellem) (Medine'ye müteveccîhân yola) çıktı (Hadisin bundan sonraki kısmında Hazret-i Ali yahut diğer râvilerden biri Hazret-i Peygamber'den) bir hadis nakletti ve dedi ki (Hazret-i Peygamber); " Kıza gelince, ben onu (Ca'fer'e) bırakılmasına hüküm veriyorum (çünkü) teyzesi ile beraber olur. Teyze ise anne demektir" buyurdu. Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ', VIII, 6. 2281- (Hazret-i Ali'den rivâyet edilen önceki) haber, Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan da rivâyet olunmuştur. Ancak bu haber (önceki haberin) tamamı değildir. (Bu haberi nakleden râvî) dedi ki: (Resûlüllah sallallahû aleyhi ve sellem) o kızın Ca'fer'e verilmesine hükmetti, çünkü onun teyzesi (Hazret-i Ca'fer'in) yanında idi. 2282- Ali (radıyallahü anh)'den; demiştir ki: Mekke'den çıktığımız zaman Hamza’nın kızı (Resûl-i Ekrem'e), " amca! amca!" diyerek peşimize düştü. Sonra Hazret-i Ali varıp onun elinden tutmuş (Hazret-i Fatıma'ya hitaben), " amcanın kızını al" , demiş. (Hazret-i Fatıma da) onu hayvanının sırtına bindirmiş. (Hadisin bundan sonraki kısmında) Hazret-i Ali bir önceki hadisi anlattı (ve şunları) söyledi; Ca'fer dedi ki: " (Bu kız benim) amcamın kızıdır. Teyzesi de benim zevcenidir." Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kızın teyzesine ait olduğuna hükmetti ve " teyze anne mesabesindedir." buyurdu. Ahmed b. Hanbel, I, 98. |