Geri

   

 

 

 

İleri

 

31. Yapılacak Bir İşi Mehir Sayarak Kadını Nikahlamak

2113- Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den rivâyet olunduğuna göre, bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek;

Ya Resûlallah ben (benimle evlenmen için) kendi (mehri)mi sana bağışladım, dedi ve uzun süre ayakta dikildi. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp:

Ey Allah'ın Resulü! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa, onu bana nikâhla! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de;

" Senin yanında ona mehir olarak vere(bile)ceğin birşey var mı?" diye sordu, (o kimse de);

Yanımda şu kaftanımdan başka bir şey(im) yok diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

" Eğer sen kaftanını (mehir olarak) verirsen, kaftansız kalırsın. Binâenaleyh sen (başka) bir şey ara (bul)." buyurdu. (Adam bir süre sonra geldi ve)

Birşey bulamıyorum, dedi. (Resûl-i Ekrem'de);

" Demirden bir yüzük olsun ara" (yıp bulmalısın) buyurdu. (Bunun üzerine adam tekrar) aradı (fakat) birşey bulamadı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

" Ezberinde Kur'an'dan birşey(ler) varını?" dedi. (Adam) bazı sûrelerin ismini zikrederek;

Evet diye cevâp verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de:

" Ben de ezbere bildiğin Kur'an sebebiyle o kadını sana nikahlıyorum." buyurdu.

Buhârî, Fezâilu'-Kur'an, 21, 22; nikâh 14, 35, 37, 40, 50; libâs 49; Müslim, nikâh 35, 76; Tirmizî, nikâh 23; İbn Mâce, nikâh 17; Muvatta, nikâh 8, Dârimî, nikâh 19

2114- Şu (önceki) olayın bir benzeri de Ebû Hûreyre'den rivâyet olunmuştur. Fakat Ebû Hûreyre (bu rivâyetinde) kaftan ile yüzüğü zikretmedi (sadece şunları rivâyet etti); Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem);

" Kur'an'dan ezberinde ne vardır?" diye sordu. (O kimse de);

Bakara sûresi veya onu ta'kîb eden sûre diye cevâp verdi. (Hazret-i Peygamber de);

" Öyleyse kalk ona yirmi âyet öğret, o senin karındır." buyurdu.

Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 242.

2115- (Bu babın ilk hadîsi olan) Sehl hadîsinin bir benzeri de Mekhûl'den (rivâyet olunmuştur. Bu hadîsi Mekhûrden nakleden Muhammed b. Râşid) dedi ki:

" Mekhûl (şöyle) derdi: Bu (tatbikat) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den sonra hiçbir kimse için (geçerli) değildir."

Sadece Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.