14. Mut'a Nikahı Kelime olarak mut'a; faydalanmak demektir. Fıkıhta ise, " belirli bir süre için kıyılan nikâh'tır. Bu nikâh ta'yin edilen sürenin dolmasıyla boşanmaya lüzum kalmadan kendiliğinden sona erer. Mut'a nikahına benzeyen bir de " muvakkat nikâh" vardır. Bu nikah da aynen mut'a nikâhı gibi bâtıldır. Aralarındaki fark hemen hemen lafzîdir. Aralarındaki farkları şu şekilde sıralayabiliriz. 1. Mut'a nikâhı " temette'tü biki şehren: senden faydalanmak üzere bir aylığına seninle evleniyorum" gibi mut'a kökünden gelen kelimelerle kıyılır. Muvakkat nikah ise, " nekahtü: nikahladım" " zevvectü zevceliğe kabul ettim" gibi lâfızlarla kıyılır. 2. Mut'a nikâhında şahide ve belirli bir sürenin tayinine lüzum yoktur. Fakat muvakkat nikâhda bunlar şarttır. Netice itibarıyla her ikisi de bâtıl olduğu için Hanefî ulemâsından Kemalüddin b. Hümam ikisini bir saymıştır. Kadının bir ay sonra boş düşmesi şartıyla kıyılan nikâh muvakkat nikâh sayılmaz. Çünkü bu durumda bir ay veya daha fazla bir süre sonra kadının boş olması şartı bâtıl olur, nikah baki kalır. Hazret-i Ammar diyor ki: " ben İbn Abbâs'a mut'a nikahı zina mıdır, yoksa gerçekten nikâh mıdır? diye sordum da bana " zina da değildir, nikâh da değildir" diye cevap verdi. " Ya nedir?" dedim. " Mut'a Allahü Teâlâ'nın " O halde onlardan ne kadar yararlandınızsa, ona karşılık kesilen ücretlerini, bir hak olarak verin" en-Nisâ (4), 24. âyetinde tanıtıldığı gibidir diye cevap verdi. " Bu kadının boşandıktan sonra iddet beklemesi gerekir mi?" diye sordum. " Evet bir hayız süresi" dedi. " Biri birlerine vâris olurlar mı?" dedim. " Hayır" diye cevap verdi. Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi'l-Kur'ân, V, 132. İbn Atiyye'nin açıklamasına göre Mut'a, bir kimsenin iki şâhid huzurunda kadının velisinin izni ile belirli bir süre için ve veraset hakkı olmamak üzere aralarında kararlaştırdıkları bir mehir karşılığında bir kadınla evlenmesidir. Tayin edilen süre bitince kadın gider adam onu yanında tutamaz. Sadece ondan iddetini beklemesini isteyebilir. Çünkü bu nikâhdan doğacak çocuk kendisinindir. Artık iddet sonunda kadının hâmile olmadığı ortaya çıkarca, kadın istediği kimseyle evlenebilir. Nehhâs'a göre, erkeğin mut'a nikâhı sonunda kendisinden’ıoş düşen kadından iddet beklemesini istemeye hakkı yoktur. Çünkü mut „. nikâhından doğacak çocukta erkeğin hakkı yoktur. Kurtubî, aynı yer. 2074- Zührî'den nakledilmiştir ki: Biz (birgün) Ömer b. Abdilazîz'in yanında (bulunuyor) idik, derken kadınların mut'a nikâhını konuşmaya başladık. Rabî' b. Sebre denilen bir adam: Ben babamın; gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccında onu yasakladı, dediğine şâhid oldum, dedi. Müslim, nikâh 20-28, Nesâî, nikâh 71; İbn Mâce, nikâh 44; Ahmed b. Hanbel, III, 404. 2075- Rabî b. Sehre'nin babasından rivâyet olunduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınları muta (nikâhı ile alma)yı yasaklamıştır. Ahmed b. Hanbel, III, 404. |