Geri

   

 

 

 

İleri

 

49. Ka'be'nin Rükünlerini Selâmlamak

1876- İbn Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i iki Rükn-i Yemânî'den başkasını meshederken görmedim.

Buharî, hac 60; Müslim, hac 242; İbn Mâce, menâsik 27.

1877- İbn Ömer'den (rivâyet olunduğuna göre) kendisine Hazret-i Âişe'nin;

" Hıcr'ın bir kısmı Beyt'dendi (Beytin sınırları içerisine dâhildi)" dediği haber verilmiş bunun üzerine (İbn Ömer de) Allah'a yemin ederim ki, Âişe'nin bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den duyduğuna kesinlikle inanıyorum. (Şimdi) kesinlikle anlıyorum ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (Kabe'nin dört rükününden) ikisini selâmlamayışı sadece bu iki rüknün (Beyt'in Hazret-i İbrahim tarafından atılan) temelleri üzerinde olmayışındandır ve halen (Beyt'in), Hicrin dışından tavaf edişinin sebebi de bundan başka bir şey değildir.

Buharî, hac 42; Müslim, hac 39.

1878- Abdullah b. Ömer'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiçbir tavafta Rükn-i Yemânî (denilen köşe ile) Hacer(-i Esved)i selâmlamayı terk etmezdi.

(Nâfi) dedi ki: Abdullah b. Ömer de (aynen) böyle yapardı.

Nesâî, hac 156.