83. Mezînin Hükmü 206....Hazret-i Ali (radıyallahü anh) şöyle demiştir: " Ben mezîsi çok gelen biriydim. Hazret-i Ali'nin hikâye yoluyla " Ben mezîsi çok olan biriydim" demesi, ya sonradan bu halin geçtiğine delâlet eder veya " Allah alîm ve hakîmdir" âyetinde olduğu gibidir. Hazret-i Ali'den mezî gelmesi devamlıydı. (İbn Reslan). (fylenîye kıyas ederek) yıkanmaya başladım. Öyle ki sırtım çatladı. Bunun üzerine durumu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) anlattım. Veya: anlatıldı. Buradaki şek râvîlerden birine aittir. Resûlüllah; " Böyle yapma, mezîyi gördüğünde, tenasül organını yıka ve namaz için abdest aldığın gibi abdest al. Menî çıkdığında ise, yıkan" buyurdu. Nesaî, tahâre 129; Ahmed b. Hanbel. I, 109, 125. 207....Mikdâd b. Esved (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki; Ali b. Ebi Tâlib (radıyallahü anh); " Benim nikâhımda kızı var, onun için kendim sormaktan utanıyorum" (diyerek) Mikdâd'a (râvinin kendisine) karısına yaklaşıp (oynaşıp)ta mezî gelen kimseye ne lâzım geldiğini Resûlüllah aleyhisselâmdan soruvermesini istedi. Mikdâd şöyle devam etti: " Resûlüllah'a bunu sordum; " Sizlerden biri bu durumla karşılaşırsa tenasül organını yıkasın ve namaz için abdest aldığı gibi abdest alsın" buyurdu." Nesâî, tahâre 111, İbn Mâce, tahâre 70; Muvatta, tahâre 53; Ahmed b. Hanbel, VI , 4. 208....Urve'den, rivâyet edilmiştir. Urve; " Ali b. Ebi Tâlib Mikdâd'a şöyle dedi;' diyerek (bir önceki) Süleyman b. Yesâr'ın rivâyetindekilerin benzerini zikretti. Sonra Urve dedi ki; Mikdâd, Resûlüllah'a sordu, (sallallahü aleyhi ve sellem) da; " Zekerini ve hayalarını yıkasın." Buyurdu. Ahmed b. Hanbel, I, 124, 126, 145. Ebû Dâvûd buyurdu ki; Bu hadîsi Sevri ve bir cemaat, Hişâm babası Mikdâd ve Hazret-i Ali senediyle Resûlüllah'tan rivâyet etmiştir. 209....Urve, Ali b. Ebî Tâlib'in " Mikdâd'a dedim ki..." diye başlayan hadisini yukarıda geçtiği şekilde nakletti. Ebû Dâvûd buyurdu ki; Bu hadîsi, Mufaddal b. Fedâte, Sevrî ve İbn Uyeyne Hişâm’dan, Hişâm babasından, o da Ali b. Ebî Talib'den rivâyet etti. Ayrıca, İbn İshâk da Hişâm b. Urve'den, Hişâm babasından, o Mikdâd'dan, Mikdâd da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet etmiş fakat " Hayalarını" sözünü zikretmemiştir. 210....Sehl b. Huneyf (radıyallahü anh)'den, şöyle demiştir: Mezîden dolayı zorluk çekmekte ve sık sık yıkanmaktaydım. Dururumu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a arzettim. " Mezîden dolayı sadece abdest alman kâfidir" buyurdu. Bunun üzerine: " Yâ Resûlüllah, elbiseme bulaşan mezî ne olacak?" dedim. " Bir avuç su alıp, bu suyu elbisenden mezînin bulaştığını gördüğün yere serpmen (yıkaman) kâfidir" buyurdu. Tirmizî, tahâre 84; İbn Mâce, tahâre 70. 211....Abdullah b. Sa'd el-Ensâri şöyle demiştir; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, guslü îcap ettiren şeylerden ve sudan sonra gelen sudan sordum da, o da;" (Sudan sonra gelen su için) o mezîdir ve her erkek mezî çıkarır. Bundan dolayı fercini ve hayalarım yıkarsın, namaz için aldığın abdest gibi abdest alırsın" buyurdu. Ahmed b. Hanbel, I, 145; IV, 342. |