68- Medîne’nin Fazileti 4292- Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber çıktık Sa’d b. ebî Vakkâs’a ait olan Harret-üs Sükyâ’ya varınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana: “Abdest suyunu getiriniz” buyurdu. Abdest aldı, kıbleye dönerek şöyle duâ etti: “Allah’ım! İbrahim senin kulun ve dostun idi, Mekke halkı için sana bereket duâsında bulundu. Ben de senin kulun ve Peygamberinim, Medîne halkı için; Sana duâ ediyorum, Medîne halkının ölçeklerini Mekke halkına bereketli kıldığın iki misli bereketli kıl. Her bereketle birlikte iki bereket kıl.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Tirmizî: Bu konuda Âişe, Abdullah b. Zeyd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. 4293- Ali b. ebî Tâlib ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, dediler ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Evimle minberimin arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” (Buhârî, Cuma: 27; Müslim, Hac: 17) Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle Ali’nin hadisi olarak hasen garibtir. Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. 4294- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Minberimle evim arası; Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” Bu senedle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Benim şu mescidimde kılınan namaz Mescid-i Haram’dan başka diğer mescidlerde kılınan namazlardan bin kat daha hayırlıdır.” (Buhârî, Cuma: 27; Müslim, Hac: 17) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. 4295- Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. 4296- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim Medîne’de yerleşip orada ölmeye gücü yeterse orada ölsün; çünkü ben Medîne’de ölenlere şefaat edeceğim.” (İbn Mâce, Menasik: 179 Tirmizî: Bu konuda Sübey’a binti-l Hâris el Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Eyyûb es Sahtiyanî’nin rivâyeti olarak bu hadis hasen garibtir. 4297- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “İbn Ömer’in azâd edip hürriyetine kavuşturduğu kadın yanına gelerek zor günler geçiriyorum bu yüzden Irak’a gitmek arzusundayım.” Bunun üzerine İbn Ömer, şu karşılığı verdi: “Neden toplanma yeri olan Şam’a değil… Sabret ahmak kadın… Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: Her kim Medîne’nin darlık ve kıtlığına katlanırsa kıyamet günü ben ona şâhid ve şefaatçi olacağım.” (Müslim, Hac: 27) Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd, Sûfyân b. ebî Züheyr ve Sübey’a el Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis Ubeydullah’ın rivâyeti olarak bu şekliyle hasen sahih garibtir. 4298- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İslam memleketlerinden en son yıkılacak olan memleket Medîne’dir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Hişâm b. Urve’nin, Cünade’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Tirmizî: Muhammed b. İsmail, Ebû Hüreyre’nin bu hadisine hayret etmiştir. 4299- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Bir bedevî, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e; Müslüman olmak üzere biat etti. Medîne de sıtmaya yakalandı ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: “Benim biatımı geri ver” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kabul etmedi. Sonra yine geldi ve “Biatımı geri ver” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yine kabul etmedi de o bedevî Medîne’den çıkıp gitti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Medîne bir pota’ya benzer kirini atar temizini bırakır.” (Buhârî, Hac: 27; Müslim, Hac: 17) Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. 4300- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medîne ceylanlarının yayıldıklarını görsem, onları ürkütmem; çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Medîne’nin iki taşlığı arası mukaddes ve haramdır” buyurmuştur. (Buhârî, Hac: 27; Müslim, Hac: 17) Tirmizî: Bu konuda Saîd, Abdullah b. Zeyd, Enes, Ebû Eyyûb, Zeyd b. Sabit, Rafî’ b. Hadîç, Sehl b. Huneyf ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. 4301- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, Uhud dağı göründü, bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bu bizi seven bizim de kendisini sevdiğimiz bir dağdır. Allah’ım! İbrahim, Mekke’yi haram kıldı. Ben de Medîne’nin iki taşlık arasını haram kılıyorum.” (Buhârî, Hac: 27) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. 4302- Cerir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Allah bana hicret edeceğimde bildirdi ki: “Şu üç şehirden hangisine gidersen orası senin hicret yurdundur; Medîne, Bahreyn ve Kınnesrîn.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Fadl b. Mûsâ’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. 4303- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Medîne’nin her türlü sıkıntısına, kim sabredip katlanırsa kıyamet gününde kendisine şâhid ve şefaatçi olacağım.” (Müslim, Hac: 27) Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd, Sûfyân b. ebî Züheyr ve Sübeyatel Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Salih b. Ebû Salih; Süheyl b. Ebû Salih’in kardeşidir. |