Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- Kur’ân’ın Değer ve Kıymeti

3153- Hâris (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mescide uğradım cemaati bazı dedikodulara dalmış buldum ve Ali’nin yanına girerek şöyle dedim: Ey Mü’minlerin emiri! İnsanların lüzümsuz dedikodulara daldıklarını görmüyor musunuz? Bunun üzerine Ali gerçekten böyle yapıyorlar mı? diye sordu; ben de evet dedim. Bunun üzerine Ali şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurmuştu: Dikkat edin büyük bir fitne olacaktır! Ben de bu fitneden kurtuluş nasıl olacaktır Ey Allah’ın Rasûlü! dedim. Şöyle buyurdular: Allah’ın Kitab’ına sarılmakla çünkü onda sizden öncekilerin haberi, sizden sonrakilerin haberi, aranızdaki meselelerin hükmü ondadır. O hak ile batılı birbirinde ayıran kesin bir hüküm olup saçmalama değildir. Her kim zorbalık yaparak ondan uzaklaşırsa Allah onun işini bitirir. Her kim de doğru yolu o Kur’ân’dan başkasında ararsa Allah onu sapıklığa düşürür. O, Allah’ın sağlam ipidir ve hikmet dolu sözleridir. O Sırat-ı müstakîm’dir. O Kur’ân arzu ve isteklerin bozamadığı dillerin karışıklığa düşüremediği, ilim adamlarının kendisinden doyamadığı fazla tekrarlamakla eskimeyen ve bıkkınlık vermeyen hayranlık veren yönleri, bitip tükenmeyen öyle bir kitaptır ki: Cinlerden bir gurup onu dinleyince şöyle demek mecburiyetinde kalmışlardır: “Biz ne güzel bir Kur’ân dinledik, doğruyu eğriden ayırt etme bilincine ulaştıran bir Kur’ân ve böylece ona iman ettik artık bundan sonra Rabbimizden başkalarına ilahlık yakıştırmayacağız.” (Cin süresi: 1-2)

Ona dayanarak konuşan doğru söz söylemiştir. Onunla amel eden sevap kazanır onunla hükmeden adaletli davranmış ona davet eden doğru yola iletilmiş olur. Ey A’ver bu sözleri iyi dinle! (Dârimî, Fedail-ül Kur’ân: 27)

Tirmizî: Bu hadisi sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Senedi mechuldûr. Harîs’in rivâyeti hakkında söylenti vardır.