Geri

   

 

 

 

İleri

 

7- Şarabın Haram Kılınmasının Nüzulu Hakkında Bir Bab

7744- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Alî b. Müshir, Ebû Hayyan'dan, o da Şa'bî'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ömer, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in minberi üzerinde hutbe okuyarak Allah'a hamdü sena etti. Sonra şöyle dedi:

— Bundan sonra! Dikkat edin ki, şarabın haram kılınması indiği gün olmuştur. O beş şeyden olur: Buğdaydan, arpadan, kuru hurmadan, kuru üzümden ve baldan. Hamr, aklı örten, şeydir. Üç şey de var ki, ey cemâat ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunlar hakkında bize bilgi vermiş olmasını dilerdim. Bunlar dede, kelâle ve rîbâ bablarından bazı bablardır.

7745- Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn İdris haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ebû Hayyân, Şa'bî'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben Ömer b. Hattab'ı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in minberi üzerinde şunu söylerken işittim:

— Bundan sonra! Ey cemâat! Gerçekten şarabın haram kılınması inmiştir. O beş şeyden olur; Üzümden, kuru hurmadan, baldan, buğdaydan ve arpadan. Hamr, aklı örten şeydir. Üç şey de var ki, ey cemâat! Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunlar hakkında bize kendisinde karar kılacağımız bilgi vermiş olmasını dilerdim. (Bunlar) Dede, kelâle ve ribâ bablarından bazı bablardır.

7746- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsmail b. Uleyye rivâyet etti. H.

Bize İsbak b. İbrahim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsa b. Yûnus haber verdi, iler iki râvi Ebû Hayyan'dan bu isnadla yukarkilerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Yalnız İbn Uleyye'nin hadîsinde İbn İdris'in dediği gibi «Üzüm»; İsa'nın hadîsinde ise İbnû Müshir'in dediği gibi «Kuru üzüm» denilmiştir.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Eşribe», «Kitabu't-Tefsir» ve «Kitâbu'l-i'tisam»'da tahric etmiştir.

Hadîs-i şerîf: İbn Mâce'den gayri diğer sahîh sahipleri de tahric etmişlerdir. Hazret-i Ömer'in şarabın haram kılınması inmiştir. Sözünden muradı Mâide süresindeki şarab âyetidir. Hattâbî diyor ki: «Ömer (radıyallahü anh)'ın bu hadîsde şarab yapılan beş şeyi sayması, onun zamanında bu isimler meşhur olduğu içindir. Bunlar Medine'de umumî olarak bulunmuyorlardı. Buğday, kıymetli bal da onun gibi hattâ daha nâdir bulunuyordu, Ömer (radıyallahü anh) kendilerinden sarab yapılan şevlerin bilinenlerini saymış; pirinç ve saire gibi bu mânâda olanlpn da onlar mesabesinde tutmuştur.» Hazret-i Ömer'in üç şey hakkında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beyanatta bulunmuş olmasını istemesi, onun beyânı ictibad mahzurundan salim olduğu içindir. Zîra içtihadda hatâ olabilir. Müctehid hatâ ettiği takdirde dahi bir ecir kazanırsa da. iki ecirden mahrum olur. Nasla amel ise. mahz-ı isabettir. Ömer (radıyallahü anh)’ın saydığı üç şeyden biri. dedenin mirasçı olmasıdır. Dedenin kardeşi hacbedip etmemesi, kardeşle mahcûb olun olmaması ve alacağı mirasın mikdârı hususunda ashâb-ı kirâm çok ihtilâf etmişlerdir. Meselenin tafsilâtı fıkıh kitaplarındadır.

İkincisi kelâle meselesidir. Kelâle evlâdı ve babası olmayan kimsedir İbn Abbâs'dan bir rivâyete göre sâdece evlâdı olmayandır. Bazıları kelâlenin üç mânâya geldiğini söylerler. Bunlar:

1- Evlâdı ve babası olmayan,

2- Çocuğu doğmayan, geriye babası kalmayan ve

3- Evlât ile baba tarafından akrabadır.

Üçüncüsü: Rîba bablarından bazılarıdır. Hazret-i ömer'in sozündeı bunların bazılarını bildiği anlaşılmaktadır.