Geri

   

 

 

 

İleri

 

15- Medihde İfrat Bulunduğu ve Medkedilen Hakkında Fitneye Sebep Olacağından Korkulduğu Vakit Medhin Yasak Edilmesi Bâbı

7693- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid b. Zürey', Hâlid El-Hazzâ’dan, o da Abdurrahman b. Eb; Bekra'dan, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi),: Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzurunda bir adam birini medhetti. Bunun üzerine tekrar tekrar:

«Yazık sana! Arkadaşının boynunu kestîn! Arkadaşının boynunu kestin!» buyurdu (ve şöyle devam etti):

«Bİriniz behemehal arkadaşmı methedecekse, bari filân; zannediyorum; Allah ona kâfidir; ben Allah'a karşı kimseyi tezkiye etmem —onu biliyorsa— zannederim şöyle şöyledir gibi sözler söylesin!»

7694- Bana Muhammed b. Amr b. Abbad b. Cebele b. Ebî Kayvad da rivâyet etti. (Dodi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti, H. Bana Ebû Bekr b. NâH' dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Gundevi haber verdi.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Hâüd El-Hazza'cian, o da Abdurrahman b. Ebî Bekra'dan, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, huzurunda bir adamın zikri geçmiş de biri:

— Ya Resûlallah! Şu ve şu husûsatta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra ondan faziletti adam yoktur, demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Yazık sana! Arkadaşının boğazını kestin!» buyurmuş. Bunu tekrar tekrar söylemiş. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Biriniz din kardeşini behemehal medhedecekse ve şayet öyle olduğu görülüyorsa, bâri filânı zannediyorum; ben Allah'a karşı kimseyi tezkiye etmem, desin!» buyurmuşlar.

7695- Bana bu hadîsi Amru'n-Nâkıd da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâşim b. Kaâsım rivâyet etti. H.

Bize bu hadisi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şebâbe b. Sevvâr rivâyet etti. Her iki râvi Şu'be'den bu isnadla Yezid b. Zürey'în hadîsi gibi rivâyet etmişlerdir.. Ama onların hadîsinde: «Bir adam: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra ondan fazîletli kimse yoktur, dedi.» cümlesi yoktur.

7696- Bana Ebû Ca'fer Muhammed b. Sabbah rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsmail b. Zekeriyya, Büreyd b. Abdillah b. Ebî Bürde'den; o da Ebu Musâ'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle demiş): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın birini senâ ettiğini ve onu medihte ileri gittiğini işitti de:

«Muhakkak helâk ettiniz yahut bu adamın belini kestiniz.» buyurdular.

7697- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Müsennâ hep birden İbnû Mehdî'den rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Abdurrahman, Süfyan'dan, o da Habib'den, o da Mücahid'den, o da Ebû Ma'mer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi):

— Bir adam kumandanlardan birini medhü sena etmeye kalktı. Bunun üzerine Mikdâd onun üzerine toprak serpmeye başladı ve:

— Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) meddahların yüzlerine toprak serpmemizi emir buyurdu, dedi.

7698- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar da rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Mansur'dan, o da İbrahim'den, o da Hemmam b. Hâris'den naklen rivâyet etti ki: Bir adam Osman'ı medhetmeye başlamış. Bunun üzerine Mikdâd davranarak iki dizinin üzerine oturmuş, kendisi iri yan bir zatmış. Ve adamın yüzüne çakıl taşı serpmeye başlamış. Osman ona:

— Sana ne oluyor? demiş. Mikdâd da şunu söylemiş:

— Şüphesiz ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Meddahları gördüğünüz vakit, yüzlerine toprak serpin!» buyurdular.

7699- Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdurrahman, Süfyân'dan, o da Mansur'dan naklen rivâyet etti. H.

Bize Osman b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Eşcaî Ubeydullah b. Uheydir rahman, Süfyan-ı Sevrî'den, o da A'meş ile. Mansur'dan, onlar da İbrahim'den, o da Hemmâm'dan, o da Mikdâd'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.

Bu rivâyetleri Buhârî «Kitâbu’l-Edeb» ile «Kitâbu'ş-Şehâdât»'-da; Ebû Dâvud ile İbn Mâce «Kitâbu'l-Edeb»'de tahric etmişlerdir.

«Arkadaşının boğazını kesti.» Ve: «Adamın sırtını kestiniz.» tâbirleri birer istiare olup, adamı helâk ettiniz mânâsında kullanılmışlardır. Görülüyor ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adam mutlaka medhedilecekse, onun hakkında kat'î bir şey söylemeyip, zannederim şöyledir ve ben Allah'a karşı kimseyi tezkiye edemem gibi sözler söylemesini emir buyurmuştur. Halbuki gerek Sahihi Buhârî'de, gerekse Müslim'in Sahîh'inde yüze karşı medhin caiz olduğunu bildiren birçok sahih hadîsler vârid olmuştur. Ulemâ bunların aralarını bulmuş, yüze karşı medhin yasak edilmesini, pek ziyâde ileri gidildiği veya memdûhu kendini beğenmek gibi bir fitneye düşüreceğinden korkulduğu surete hamlet-mişlerdir. Aklı başında, takvası yerinde olup, şımaracağından korkulmayan kimse ise, fazla ileri gitmemek şartıyle yüzüne karşı medhedilebilir. Ulemâdan bazıları Hazret-i Mikdâd rivâyetini zahirî mânâsı üzere kabul etmişlerdir. Nitekim Hazret-i Mikdâd'a muvâfakatla meddahın yüzüne toprak saçanlar olmuştur. Diğer bir takım ulemaya göre, bundan murad: Meddahlara bir şey vermeyin, onları haybete uğratın, demektir.