1- Allahü teâlâ'yı Zikretmeye Teşvik Bâbı 6981- Bize Kuteybe b. Saîd ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Lâfız Kuteybe'nindir. (Dediler ki): Bize Cerîr A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah (azze ve celle) buyuruyor ki: Ben kulumun bana olan zannının yanındayım. Beni zikrettiği zaman da fyen onunla beraberini. O beni gönülden zikrederse, onu gönlümden zikrederim. Cemaat arasında zikrederse, onu o cemaattan daha hayırlı bir cemaat arasında zikrederim. Bana bir karış yaklaşırsa; ben ona bir arşın yaklaşırım. Bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim.» buyurdular. 6982- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye A'meş'den, bu isnadla rivâyet etti. Ama: «O bana bir arşın yaklaşırsa; ben ona bir kulaç yaklaşırım» cümlesini zikretmedi. 6983- Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzak rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih’den rivâyet etti. Hemmam: Ebû Hüreyre'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize rivâyet ettikleri şudur... diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Bunlardan biri şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah buyurmuştur ki: Kulum bir karışla benim karşıma çıktığı vakit, ben onu bir arşınla karşılarım. O benim karşıma bir arşınla çıkarsa, ben onu bir kulaçla karşılarım. Benim karşıma bir kulaçla çıkarsa, ona daha sür'atle gelirim, ulaşırım.» buyurdular. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu't-Tevhid»'de tahric etmiştir. Hadîs-i şerîf Kutsî hadîslerdendir. «Ben kulumun bana olan zannınm yanındayım...» cümlesinden murad: Affedeceğimi zannederse onu affederim; azab edeceğimi zannederse azab ederim, demektir. Bazıları bu beraberliğin mânâsı; tevbe istiğfar ettiği vakit af ve gufranla karşılaması, dua ettiği vakit duasını kabul etmesi, istekte bulunursa dileğini halketmesidir, demiş. Bir takımları da: Bundan murad; recâ ve af ümidi vermektir, demişlerdir ki, Nevevî bu kavli daha sahîh bulmaktadır. Kul Allah'ı zikrettiği vakit Allah'ın onunla beraber bulunması; ona rahmet, tevfik, hidâyet ve riâyetiyle olur. Kul içinden Allah'ı zikrettiği vakit Allah'ın da onu aynı şekilde zikretmesine gelince: Bu hususta Mâziri şunları söylemiştir: «Nefis lügatte birçok mânâlara gelir. Bunlardan biri kan, biri de hayvanın nefsidir ki, Allahü teâlâ hakkında her ikisi müstehildir. Nefsin bir mânâsı da zâttır. Allahü teâlâ’nın zâtı vardır. Bu hadîsdeki nefisden murad da budur.» Şu halde cümlenin mânâsı": Kulum beni içinden zikrederse, ben de onu zâtımla anarım, demek olur. «Kullardan daha hayırlı halk huzurunda,..» ibaresinden murad; meleklerdir. Yani; kulum beni insanlar arasında zikrederse, ben de onu melekler arasında zikrederim, demektir. Mu'tezile ve diğer bazı dalâlet fırkaları bu hadîsle istidlal ederek: «Melekler peygamberlerden daha faziletlidir.» demişlerdir. Ehl-i sünnetin mezhebine göre peygamberler meleklerden efdaldir. Onlar bu hadîsi te'vil ederek buradaki insanlardan murad; içlerinde Peygamber bulunmayanlardır. Melekler bu gibi insanlardan hayırlıdırlar, derler. Hadîs-i şerîf sıfat hadîslerindendir. Zahirî mânâsının murad edilmiş olması imkânsızdır. Binâenaleyh hadîsdeki her kelime münasib şekilde te'vil olunur. Maksad: Kul nasıl ibâdet ederse Allah'ın da ona lâyık olan mükâfatı kat kat vermesidir. Bu hadîsin bir rivâyetinde «ci'tü» ve «eteytü» kelimeleri yanyana zikredilmiştir. Bunların ikisi de «geldim» manasınadır. Beraberce zikredilmeleri te'kid içindir. Maamafih bâzı nüshalarda yalnız «ci'tü», bazılarında da yalnız «eteytü» denilmiştir. 6984- Bize Ümeyye b. Bistam El-Ayşî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezid (yani İbn Zürey') rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ravh b. Kasım, Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke yolunda yürüyordu. Derken Cümdan denilen dağın yanından geçti. Ve: «Yürüyün! Bu Cümdan'dır. Müferridler geçmiştir.» buyurdu. Ashab: — Müferridler nedir ya Resûlallah? dediler. «Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardır.» buyurdular. Müferridler kelimesi müfridler şeklinde de rivâyet olunmuştur. Bu kelimeyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardır.» diye tefsir buyurmuştur. İbn Kuteybe ile başkalarının beyânına göre müferrid yahut müfrid asıl itibariyle akranları ölüp münferid kalanlar demektir. İbn’l-A'rabî bu kelimenin yalnız bir yere çekilip fakih olan Allah'ın emir ve nehiylerine riâyet eden mânâsına geldiğini söylemiştir. |