5- Âhir Zamanda İlmin Kaldırılıp Alınması; Cehalet ve Fitnelerin Zuhuru Bâbı 6956- Bize Şeyban b. Ferrûh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdü'l-Vâris rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Ebû't-Teyyah rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Enes b. Mâlik rivâyet etti. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Kıyâmet alâmetlerinden bâzdan İlmin kaldırılması, cehlin subût bulması, şarabın içilmesi ve zinanın açığa çıkmasıdır!» buyurdular. 6957- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbnü Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be rivâyet etti. (Dedi ki): Katâde'yi, Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet ederken dinledim. Enes şöyle dedi: Size Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den dinlediğim bir hadîsi rivâyet edeyim mi? Onu kendisinden işitmiş olarak benden sonra size hiç bir kimse rivâyet etmez: «Şüphesiz ki, kıyâmet alâmetlerinden Bazıları ilmin kaldırılması, cehlin zuhur etmesi, zinanın alıp yürümesi, şarabın içilmesi ve erkekler giderek kadınların kalmasıdır. Hattâ elli kadına bakacak bir kayyım olacaktır.» buyurdular. 6958- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize hammed b. Bişr rivâyet etti. H. Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abde ile Üsâme rivâyet ettiler. Bu râvilerin hepsi Saîd b. Ebî Arûbe'den, o da Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etmişlerdir. İbn Bişr ile Abde'nin hadîslerinde: «Onu size benden sonra kimse rivâyet etmez. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittim...» ibaresi vardır. Ve râvi hadîsi yukarki gibi anlatmıştır. 6959- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' ile babam rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize A'meş rivâyet etti. H. Bana Ebû Saîd El-Eşec de rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize A'meş, Ebû Vâil'den rivâyet etti. (Dedi ki): Abdullah ve Ebû Mûsa ile birlikte oturuyordum. Şunu söylediler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şüphesiz kıyâmetin önünde Öyle günler vardır ki, o günlerde ilim kaldırılacak, cehil inecek, o günlerde here çoğalacaktır. Here katildir.» buyurdular. 6960- Bize Ebû Bekr b. Nadr b. Ebî'n-Nadr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû'n-Nadr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah El-Eşcaî, Süfyân'dan, o da A'meş'den, o da Ebû Vail'den, o da Abdullah ile Ebû Mûsa’l-Eş'arî'den naklen rivâyet etti. Şöyle dediler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki... H. 6961- Bana Kasım b. Zekeriyya da rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Hüseyn El-Cu'fi, Zâide'den, o da Süleyman'dan, o da Şakîk'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Abdullah ve Ebû Mûsa ile birlikte oturuyordum. Onlar konuşuyorlardı. Ve: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, dediler. Râvi, Veki’ ile İbn Nümeyr’in hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur. 6962- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb, ibnü Nümeyr ve İshâk El-Hanzalî toptan Ebû Muâviye'den, o da A'meş'den, o da Şakîk’dan, o da Ebû Mûsa'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivâyet ettiler. 6963- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Cerir A'meş'den, o da Ebû VâH'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Ben Abdullah ve Ebû Mûsa ile birlikte oturuyordum. Onlar konuşuyorlardı. Ebû Mûsa şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki... Râvi yukarki hadîsin mislini anlatmıştır. 6964- Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan naklen haber verdi. (Dedi ki)': Bana Humeyd b. Abdirrahman b. Avf rivâyet etti ki: Ebû Hüreyre şunu söylemiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Zaman yaklaşacak, ilim alınacak, fitneler zuhur edecek, cimrilik yerleşecek ve here çoğalacaktır.» buyurdu. Ashâb: — iler nedir? diye sordular. «Katildir...» buyurdu. 6965- Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû'l-Yeman haber verdi. (Dedi ki): Bize Şuayb, Zührî'den naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana Humeyd b. Abdirrahman, Zühre’den rivâyet etti ki: Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Zaman yaklaşacak ve ilim alınacaktır...» buyurdular. Sonra râvi hadîsin mislini nakletmiştir. 6966- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdü’l-A'lâ Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar: «Zaman yaklaşacak ve ilim noksanlaşacaktır...» Sonra râvi yukarki İki râvinin hadîsleri gibi nakletmiştir. 6967- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucur rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail (yani İbn Cafer) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre’den naklen rivâyet etti. H. 6968- Bize İbn Nümeyr ile Ebû Küreyb ve Amru'n-Nâkid da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İshâk b. Süleyman, Hanzele'den, o da Sâlim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. H. 6969- Bize Muhammed b. Râfi' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdür-rezzak rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer, Hammad b. Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. H. 6970- Bana Ebû't-Tahir dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb Amr b. Hâris'den, o da Ebû Yûnus'tan, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Bu râvilerin hepsi Zührî'nin Humeyd'den, onun da Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği hadîs gibi: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den» dediler. Yalnız onlar: «Cimrilik yerleştirilir...» cümlesini anmadılar. 6971- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerîr, Hişam b. Urve'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Ben Abdullah b. Amr b. Âs'ı şöyle derken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i: «Şüphesiz Allah ilmi insanlardan çekip alıvermez. Lâkin ilmi, ulemâyı almakla kaldırır. Nihayet hiç bir âlim bırakmadığı vakit, İnsanlar bir takım cahilleri baş edinirler. Onlara sual sorulur, ilimsiz fetva verirler; bu suretle hem saparlar, hem saptırırlar.» buyururken İşittim. 6972-. Bize Ebû'r-Rabi' El-Atekî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad (yani İbn Zeyd) rivâyet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Abtad b. Abbâd ile Ebû Muâviye haber verdiler. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Veki' rivâyet etti. Ii. Bize Ebû Küreyb dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn İdris ile Ebû Üsâme, İbn Nümeyr ve Ahde rivâyet ettiler. H. Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd de rivâyet etti. H. Bana Ebû Bekr b. Nâfi' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ömer b. Ali rivâyet etti. H. Bize Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Yezid b. Harun rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be b. Haccâc haber verdi. Bu râvilerin hepsi Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Abdullah b. Amr'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Cerîr'in hadîsi gibi rivâyet ettiler. Ömer b. Ali'nin hadîsinde şu ziyade de vardır: «Sonra Abdullah b. Amr'a sene. başında rastlayarak kendisine sordum da, bize hadîsi eskiden rivâyet ettiği gibi iade etti. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i buyururken işittim, dedi.» 6973- Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Humran, Abdu'l-Hamid b. Ca'fer'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bana babam Ca'fer, Ömer b. Hakem'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs’dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen haber verdi. Râvi Hişâm b. Urve'nin hadîsi gibi rivâyet etmiştir. 6974- Bize Harmele b. Yahya Et-Tü'cîbî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Ebû Şüreyh rivâyet etti. Ona da Ebû'l-Esved, Urve b. Zübeyr'den naklen rivâyet etmiş. Urve (Dedi ki): Bana Âişe şunu söyledi: — Ey kız kardeşimoğlu! Duydum ki, Abdullah b. Amr hacca giderken bize uğrayacakmış. Onunla görüş de kendisine (bir şeyler) sor! Çünkü o Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den çok ilim nakletmiştir. Urve Dedi ki: Bunun üzerine ben kendisiyle görüşerek ona birçok şeyler sordum. Onları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen söylüyordu. Urve şöyle dedi: Anlattıkları meyanında şu da vardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şüphesiz Allah ilmi İnsanlardan çekip ahvermez. Lâkin ulemâyı kabze-der, onlarla birlikte İlmi de kaldırır. Ve insanlar arasında bir takım câhil başlar bırakır. Bunlar insanlara ilimsiz fetva verirler; bu suretle hem saparlar, hem saptırırlar.» buyurdular. Urve şöyle dedi: Ben bu hadîsi Âişe'ye rivâyet ettiğim vakit onu pek büyük gördü ve yadırgadı. — Sana kendisinin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) founu söylerken işittiğini anlattı mı? dedi, Urve Dedi ki: Ertesi sene olunca Âişe bana: — İbn Amr gelmiş onunla görüş, sonra ona söz aç, tâ ki ilim hakkında sana anlattığı hadîsi kendisine sor! dedi. Ben de kendisiyle görüşerek ona bir şeyler sordum. Ve bu hadîsi bana ilk defada anlattığı gibi anlattı. Urve şöyle dedi: Âişe'ye bunu haber verdiğim vakit: — Onun doğru söylemekten başka bir şey yapmadığını zannederim. Sanırım ki, bu hadîse hiç bir şey ziyâde ve noksan etmemiştir.» dedi. Bu hadîslerden Hazret-i Enes rivâyetini Buhârî ile Nesâî «Kitâbu'l-ilim»'de; Ebû Mûsa ile Ebû Hüreyre rivâyetlerini Buhârî «Kitâbu'l-Fiten»'de tahric etmişlerdir. Bu hadîslerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyâmetin küçük alâmetlerinden bazılarını beyan etmiştir. Ki onlar ilmin kaldırılması, cehlin yerleşmesi; şarabın içilmesi, zinanın meydana vurması; erkeklerin azalması, hercümercin çoğalması; cimriliğin kalblere yer etmesi, câhillerin baş olmasıdır. İlmin kaldırılmasından murad; kalblerden silinmesi değil, ulemânın azalmasıdır. Nitekim bu cihet rivâyetlerin bazısında tasrih edilmiştir. İlmin yerini cehil alacak ve bir takım câhiller dinî hususatta başa geçerek kendi reyleriyle fetva vereceklerdir. Kâdî Iyâz: «Bu hâl zamanımızda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in haber verdiği gibi zuhur etmiştir.» diyor. Şeyh Kutbud-Din: «Ben derim ki, Kâdî'nin zamanında bunca ulemâ bulunmasına rağmen, bu sözü söylemişse, bizim zamanımıza ne buyrulur.» demiş; Allâme Aynî de şunları söylemiştir: Şeyh Kutbu'd-Din zamanında bunca futana, dört mezbebden ulemâ ve büyük muhaddisler bulunduğu halde bunu söylemişse; bizim zamanımıza ne denir? Beldeler ulemâdan hâli kalmış. Cahiler ta'ym suretiyle fetva ve tedris mevkilerinin başına geçirilmiştir. Artık biz selâmet ve afiyet dileriz. Biz de deriz ki: Gelin bir de bizim zamanımızı görün. Artık bunlar moda oldu. Kendi fikrine göre fetva verenlere bugün aydın din adamı deniliyor. La havle velâ kuvvete illâ billah... tcNınin resmen alıp yürümesi, zinanın açığa vurması vesaire kıyâmet klarnetleri hiç bir devirde bugünkü kadar açık ve pervasız görülmemiş ve işitilmemistir. Allah müslümanlara intibahlar nasîb etsin. Erkeklerin azalması harblerde öldürülmeleri sebebiyle olacaktır. Nitekim İkinci Dünya Harbi'nden sonra bilhassa Almanya'da bu hal kendini göstermiş, kadınlar çoğalınca ahlâk kökünden yıkılıp gitmiştir. Zamanın yaklaşmasından murâd ne olduğu ulemâ arasında ihtilaflıdır. Bazıları bundan kıyâmetin yakınlığı kastedildiğini söylemiş; bir takımları zevk-ü safadan senenin ay, ayın hafta, haftanın gün gibi kısa geleceğini; daha başkaları günlerin, gecelerin hakikaten kısalacağını söylemişlerdir. ? Hazret-i Âişe'nin Abdullah b. Amr hakkındaki sözleri onu itham için değil, hadisi karıştırmış olmasından yahut hikmet kitablarından okuyup da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den duydum sanarak söylemesinden endişe ettiği içindir. Hazret-i Abdullah ikinci sene aynı hadîsi tekrar edince Âişe (radıyallahü anha)'nın kalbi mutmain olmuş, onu hakikaten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğine kanaat getirmiştir, Onun hadîsinde ilme teşvik ve âlimin faziletini itiraf vardır. |