Geri

   

 

 

 

İleri

 

42- Komşuyu ve Ona İyilik Yapmayı Vasiyet Bâbı

6852- Bize Kuteybe b. Saîd, Mâlik b. Enes'den rivâyet etti. H. Bize Kuteybe ile Muhammed b. Rumh dahi Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H.

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abde İle Yezid b. Harun rivâyet ettiler.

Bu râvilerin hepsi Yahya b. Saîd'den rivâyet etmişlerdir, H.

Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti: Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Abdü'l-Vahhab (yani Sekâfî) rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben Yahya b. Saîd'den dinledim.

(Dedi ki): Bana Ebû Bekr (bu zât İbn Muhammed b. Amr b. Hazm'dir) haber verdi. Ona da Amra rivâyet etmiş ki: Kendisi Âişe'yi şöyle derken işitmiş: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i:

«Cibrîl bana komşuyu o derece tavsiyede bulundu ki, onu mutlaka bana mirasçı yapacak sandım.» buyururken işittim.

6853- Bana Amru'n-Nâkıd rivayev etti.

(Dedi ki): Bize Abdü’l-Aziz b. Ebî Hâzim rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bana Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.

6854- Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid b. Zürey', Ömer b. Muhammed'den, o da babasından naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben İbn Ömer'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Cibrîl bana komşuyu o derece tavsiyede bulundu ki, onu bana mirasçı yapacak sandım.» buyurdular.

6855- Bize ELû Kamil El-Cahderî ile İshâk b. İbrâhim rivâyet ettiler. Lâfız İshâk'ındır. Ebû Kamil: Haddesenâ; İshâk ise: Ahberanâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Abdü’l-Aziz b. Abdî's-Samed El-Ammî haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ebû Imrân El-Cevnî, Abdullah b. Sâmit'den, o da Ebû Zer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Yâ Ebâ Zer! Çorba pişirdiğin vakit suyunu çok koy ve komşularını gözet!» buyurdular.

6856- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn İdris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be haber verdi. H.

Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn İdris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû Imran El-Cevnî'den, o da Abdullah b. Sâmit'den, o da Ebû Zer'den naklen haber verdi. Ebû Zer Şöyle dedi: Gerçekten dostum (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

«Çorba pişirdiğin vakit suyunu çok koy, sonra komşularından bir ev halkına bak ve kendilerine ondan ma'ruf üzere ver!» diye vasiyette bulundu.

Bu rivâyetleri Buhârî, Ebû Dâvud ve İbn Mâce «Kitâbu’l-Edeb»'de; Tirmizî «Kitâbu'l-Birr»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

«Beni mirasçı yapacak sandım...» cümlesinden murad: Bana bu husûsda yakında Allah'dan bir emir getirecek sandım, demektir. Bu cümle komşu hakkının şiddetle riâyet ve muhafazasını ifade için mübalâğa mevkiine çıkarılmıştır.-Komşu ismi müslüman, kâfir, âbid, fâsık, dost, düşman, yabancı, hemşeri, faydalı, zararlı, akraba ve ecnebi bütün civar halkına şâmildir. Bunların hukuku en yakından başlamak üzere sırayla uzaklara doğru gider. Komşuluğun hududu hakkında ihtilâf vardır. Hazret-i Alî'den bir rivâyete göre birbirinin seslerini duyanlar komşudurlar. Bazıları sabah namazını mescidde birlikte kılanlar komşudur, demişlerdir. Hazret-i Âişe'den bir rivâyete göre komşuluk hakkı evin her tarafından kırk haneye kadar devam eder. Evzâî'den de böyle bir kavil rivâyet olunmuştur. Komşuların hakkı herbirine hâline göre muamele yapmak, hayır dilemek, zarar vermemek lâka irşad ve , nasihat etmek gibi şeylerdir. Buradaki emir güzel ah-içindir.