20- Ebû Talhate'l-Ensari (radıyallahü anh)'ın Faziletlerinden Bir Bab 6476- Bana Muhammed b. Hatim b. Meymûn rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süleyman b. Mugîre Sabit'ten, o da Enes'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Ebû Talha'nnı Ümmü Süleym'den bir oğlu vefat etti de Ümmü Süleym ailesi efradına . Ebû Talha'ya ben söylemedikçe oğlundan bahsetmeyin! dedi. Müteakiben Ebû Talha geldi, O da kendisine akşam yemeği getirdi. Ebû Talha yedi içti. Sonra Ümmü Süleym ona bundan önce yaptığının en güzeliyle zinet-lendî. O da kendisine yakınlık etti. Ümmü Süleym onun kendisine cim'a edip doyduğunu görünce şunu söyledi: — Yâ Ebâ Talha! Ne dersin? Bir kavm, bir aileye "emânet verseler de, sonra emânetlerini isteseler. Onları vermeyebilirler mi? Ebû Talha: — Hayır! dedi. — Öyleyse oğlunu hesaba kat! dedi. Bunun üzerine Ebû Talha kızdı. Ve: — Beni pisleninceye kadar bıraktın, sonra bana oğlumu haber verdin! (Öyle mi) dedi. Hemen kalkıp giderek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardı. Ve olanı ona haber verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Geçen geceniz hakkında Allah size bereket İhsan etsin!» buyurdu. Derken Ümmü Süleym hâmile kaldı. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seferde idi. Ümmü Süleym de beraberinde bulunuyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seferden Medine'ye geldiği vakit oraya geceleyin girmezdi. Medine'ye yaklaştılar. Ümmü Süleym'i doğum sancısı tuttu. Bu sebeple Ebû Talha onun başında kaldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gitti. Ebû Talha şöyle diyordu: — Sen pekâlâ bilirsin yâ Rahbi! Ki Resûlün çıktığı zaman onunla beraber çıkmak, girdiği zaman da onunla beraber girmek benim hoşuma gider. Fakat şu gördüğün şeyle kapandım kaldım. Ümmü Süleym: — YA Ebâ Talha, duyduğum sancıyı duymaz oldum. Git! dedi. Biz de gittik. Geldikleri zaman Ümmü Süleym'i (yine) doğum sancısı tuttu ve bir oğlan doğurdu. Annem bana: — Yâ Enes! Bu çocuğu yarın sabah sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürmedikçe kimse emziremez, dedi. Sabahlayınca Enes çocuğu yüklendi. Ve onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirdim. Ona elinde lir dağlama âleti olduğu halde rastladım. Beni görünce: «Galiba Ummü Süleym doğurdu!» buyurdular. — Evet! dedim. Hemen dağlama âletini bıraktı. Ben de çocuğu getirerek kucağına koydum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'nin Acva (hurma) sıhdan bir hurma istedi ve onu eriyinceye kadar ağzında çiğnedi. Sonra çocuğun ağzına çaldı. Çocuk onu yalanmaya başladı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Ensârın hurmayı sevmelerine bakın!» buyurdu. Çocuğun yüzüncü sildi. Ve ona Abdullah ismini verdi. 6477- Bize Ahmed b. Hasen b. Hırâş rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Amr b. Âsim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süleyman b. Muğira rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Sâbit rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Enes b. Mâlik rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ebû Talha’nın bir oğlu vefat etti... Râvi hadîsi yukarki gibi nakletmiştir. Bu hadîsin izahı «Kitâbu'l-Edeb»'de görülmüştü. Hazret-i Ümmü Süleym'in emaneti misal alması, ilim ve faziletinin kemâline iman ve olgunluğunun büyüklüğüne delildir. Bu çocuğun kuşla oynayan ve sonra vefat eden Ebû Umeyr olduğu söylenir. |