27- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Ağzı, Gözleri ve Ökçelerinin Sıfatı Hakkında Bir Bab 6216- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nindir. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Simak b. Harb'den rivâyet etti. (Dedi ki): Ben Câbir b. Semura'yı şunu söylerken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geniş ağızlı, gözünün beyazı kırmızılı, etsiz ökçeliydi. Râvi diyor ki: Simak'e: Dalîu’l-Fem ne demektir? diye sordum: Ağzı büyük manasınadır, dedi, — Eşkelü’l-Ayn nedir? dedim. — Göz kapağı uzun demektir, cevabını verdi. — Menhusu’l-Akib nedir? dedim. — Topuğunun eti az demektir, cevâbını verdi. Büyük ağızlı olmak Arablarca medin sıfatıdır. «Müslim» sârini Übbî: «Bundan murad çok küçük olmadığını, güzellikten çıkaracak kadar büyük de değildiğini anlatmaktır.» diyor. Eşkelü’l-Ayneyn tâbirine gelince; râvi Simâk bunu göz kapağının uzunluğu ile tefsir etmişse de Kâdî Iyâz: «Bu bütün ulemanın ittifakı ile Simâk’in bir vehmi ve açık bir hatasıdır. Doğrusu bütün ulemanın ittifakı vecihle şüklenin gözün beyazına karışan kırmızılık manâsına gelmesidir. Bu makbuldür. Şühle ise; gözün karaşındaki kızıllıktır» diyerek bu tefsiri kabul etmemiştir. |