Geri

   

 

 

 

İleri

 

1- Bab

6022- Bize Amru'n-Nâkıd ile İbn Ebî Ömer ikisi birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. İbn Ebî Ömer dedi ki: Bize Süfyân, İbrahim b. Meysera'dan, o da Amr b. Şerîd'den, o da babasından naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in terkisine bindim:

«Hatırında Umeyye b. Ebi's-Salt’ın şiirinden bir şey var mı?» diye sordu.

 —Evet! dedim.

— Hîh! buyurdu. Ben de kendisine bir beyt okudum. Yine:

— Hîh! dedi. Sonra kendisine bir beyit daha okudum. O yine:

— Hîh! buyurdu. Tâ ki kendisine yüz beyit okudum.

6023- Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb ile Ahmed b. Abde dahi hep birden İbn Uyeyne'den, o da İbrahim b. Meyserâ'dan, o da Amr b. Şerid'den yahut Yâkub b. Âsım'dan, o da şerid'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni arkasına bindirdi... Râvi yukarki hadîsin mislini nakletmiştir.

6024- Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mu'temir b. Süleyman haber verdi. H.

Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrahman b. Mehdî rivâyet etti. Her iki râvi Abdullah b. Abdirrahman Et-Tâifî'den, o da Amr b. Şerîd'den, o da babasından naklen rivâyet etmişlerdir. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benden şiir okumamı istedi...

Râvi İbrahim b. Meysera'nın hadîsi gibi rivâyette bulunmuş, şunu da ziyâde etmiştir:

«Az daha müslüman oluyordu,» buyurdu. İbn Mehdî'nin hadîsinde:

«Yemin olsun şi'rinde az daha müslüman oluyordu.» buyurdu cümlesi vardır.

Kastalâni diyor ki: «Ümeyye b. Ebi's-Salt câhiliyyet devri şairlerindendir. İslâm'ın ilk devirlerine de yetişmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hak dinle gönderildiğini duymuş, fakat ona îmân etmek kendisine nasîb olmamıştır. Câhiliyyet devrinde ibâdet ederdi. Şiirinde Allah'ın birliğine dâir çok söz etmiştir. Mânâların derinliğine dalar, hakikatlere dikkat gösterirdi. Bundan dolayıdır ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun şiirini beğenmiş, okundukça daha fazlasını dinlemek istemiştir.»

Hıh kelimesinin aslı ih'dir. Bundan murad anlattığın şeyi ziyâde et, daha anlat, demektir. Türkçede de bu mânâda burundan konuşmak şartiyle hî denilir,

Hadîs-i şeriften maksat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ümeyye b. Ebî Sall'in şiirlerini beğendiğini anlatmaktır. Çünkü bu şiirlerde Allah'ın birliğini ikrar vardır. Bu hadîs içerisinde kötü sözler bulunmayan şiiri okumanın ve dinlemenin caiz olduğuna delildir. Okunan şiirin İslâmiyet veya Câhiliyet devrine ait olması hükmen müsâvîdir. Şiirin içerisinde kötü ve müstehcen sözler olmasa bile fazlası mez-mumdur. Azını okuyup dinlemekte beis yoktur.

Bu hadîsteki «şey'en» lâfzı bâzı nüshalarda «şey'ün» şeklinde merfu' olarak rivâyet edilmiştir. Mansub yani «şey'en» okunduğuna göre cümlede mahzuf olduğu kabul edilir. Ve

«Hatırında bir şey var mı ki, bana bir şey okuyasın.» şeklinde takdir olunur.

6025- Bana Ebû Cafer Muhammed b. Sabbah ile Alî b. Hucur Es-Sa'dî hep birden Şerîk'den rivâyet ettiler. İbn Hucur dedi ki: Bize Şerik, Abdü'l-Melîk b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi:

«Arabın söylediği sözlerin en şâirânesi Lubîd'in şu sözüdür: Dikkat et ki Allah'dan başka her şey bâtıldır.» buyurmuşlar.

6026- Bana Muhammed b. Hatim b. Meymûn da rivâyet etti. (De di ki): Bize İbn Mehdî Süfyân'dan, o da Abdül-Melîk b. Umeyr'den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Seleme, Ebû Hüreyre'den rivâye etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şâirin söylediği en doğru söz Lebîd'in şu sözüdür: Dikkat et ki, Allah'dan başka her şey bâtıldır. Umeyye b. Ebi's-Salt ise az daha müslüma oluyordu.» buyurdular.

6027- Bana İbn Ebî Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân Zâide'den, o dâ Abdü’l-Melîk b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti.

«Şâirin söylediği en doğru beyt: Dikkat et ki, Allah'dan başka her şey bâtıldır, beytidir. İbn Ebi's-Salt ise az daha müslüman oluyordu.» buyurmuşlar.

6028- Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şube, Abdü'l-Melik b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti:

«Şâirlerin söylediği en doğru beyt: Dikkat et ki, Allah'tan başka her şey bâtıldır, sözüdür.» buyurmuşlar.

6029- Bize Yahya b. Yahya dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Zekeriyyâ, İsrail'den, o da Abdü'l-Melik b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan naklen haber verdi.

(Dedi ki): Ben Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işittim; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Gerçekten bir şâirin söyleyeceği en doğru söz Lebîd'in: Dikkat et ki, Allah'dan başka her şey bâtıldır, sözüdür.» buyururken işittim.

Râvi bundan fazla bir şey söylememiştir.

Bu hadîsi Buhârî «Eyyâmü'l-Câhiliyye» ve «Edeb» bahislerinde tahrîc etmiştir. Lebid İbn Rabia te'l- Ârnirî, Ashâb-ı kirâm'dandır. Aynî'nin beyânına göre yüz elli dört sene yaşamış; Hazret-i Osman'in hilâfeti devrinde vefat etmiştir. Kendisi Muhad-ramînin (yani hem câhiliyet, hem de İslâmiyet devirlerinde yaşamış olan şâirlerin) en büyüklerindendir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Lebîd'in sözünü bir şâirin söyleyebileceği en doğru söz diye vasıflandırması:

"Yeryüzünde olan her şey fânîdir." Sûre-i Rahman, Âyet: 26. Âyet-ı kerîmesine uyduğu içindir.

6030- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hafs ile Ebû Muâviye rivâyet ettiler. H.

Bize Ebû Küreyb dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye rivâyet etti.

Her iki râvi A'meş'den rivâyette bulunmuşlardır. H.

Bize Ebû Saîd El-Eşecc de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş, Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bİr kimsenin içinin onu bozacak irinle dolması şiirle dolmasından daha hayırlıdır.» buyurdular.

Ebû Bekr: «Şu kadar var ki Hafs (onu bozacak) ifâdesini söylemedi.» dedi.

6031- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Yûnus b. Cübeyr'den, o da Muhammed b. Sa'd'dan, o da Sa'd'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti:

«Birinizin içipin onu bozacak irinle dolması, şiirle dolmasından daha hayırlıdır.» buyurmuşlar.

6032- Bize Kuteybe b. Saîd Es-Sekafî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys, İbn'l-Hâd'dan, o da Mus'ab b. Zübeyr'in azatlısı Yuhannis’den, o da Ebû Saîdi Hudrî'den, naklen rivâyet etti. Ebû Saîd Şöyle dedi: Bir defa biz Arc denilen yerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) le birlikte yürürken aniden önümüze şiir okuyan bir şâir çıktı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bu şeytanı alın! Yahut bu şeytanı tutun! Bir adamın içinin İrinle dolması, şiirle dolmasından kendisi için daha hayırlıdır.» buyurdular.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü'l-Edeb»'de tahrîc etmiştir.

Bu babda birçok hadîsler rivâyet olunmuştur. Tâhâvî bunların bir kısmını tahrîc ettikten sonra: «Binâenaleyh bir cemaat şiiri kerih görmüş ve bu eserlerle ihticac etmişlerdir. Bir takımları da bu hususta onlara muhalefet etmiş ve içerisinde çirkin sözler bulunmayan şiirin rivâyet edilmesinde bir beis görmemişlerdir.» diyor. Tahâvî'nin şiiri kerih gördüklerinden bahsettiği cemâat: Mesrûk, îbrâhim Nehâi, Sâlin b. Abdilah, Hasan’ı Basrî ve Amr b. Şuayb'dır. Aynı kavil Hazret-i Ömer’le oğlu Abdullah'dan, Sa'd b. Ebî Vakkâs ve Abdullah b. Mes'ud (radıyallahü anh) hazretlerinden nakledilmiştir. Tahâvî'nin bunlara muhalefet edenlerden maksadı da Şa'bî, Âmir b. Sa'd, Muhammed b. Şîrîn, Saîd b. Müseyyeb, Kasım, Sevrî, Evzâî dört mezhebin İmâmları, İshâk b. Rahuye, Ebû Sevr ve Ebû Ubeyd'dir. Bu zevata göre içerisinde hiciv, müslümanların ırzına taarruz ve fuhşiyât bulunmayan şiiri rivâyet etmekte beis yoktur. Bu kavilde "Ebî Bekri Siddik, Ali b. Ebî Tâlib, Bera' b. Âzib, Enes b. Mâlik, Abdullah b. Abbâs, Amr b. Âs, Abdullah b. Zübeyr, Muâviye b. Ebî Süfyân, İmran b. Husayn, Esved b. Seri' ve Âişe (radıyallahü anha) hazerâtından rivâyet olunmuştur.

Ulemâ: «Şiir güzeli güzel, çirkini çirkin olan sözdür.» demişlerdi! ki: Nevevî bunu beğenmiş ve «Doğrusu da budur» demiştir.

Hadîs-i şerîfdeki «içini doldurmak...» tâbirinden murad, hadîsin zahirine göre insanın içindeki kalbi ve diğer uzuvlarıdır. Maamafih bundar yalnız kalbin murad edilmiş olması da muhtemeldir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şiir okuyan adam için şeytar tâbirini- kullanması, ya bu adam kâfir olduğu için, yahut şairliği sana edindiğinden veya kötü şiirler okuduğundandır. Ne olursa olsun bu hü küm o hâdiseye mahsus olup umumî değildir. Umumî olmuş olsa kendisi şiir dinlemez, Hazret-i Hasan'a okutmaz. Ashâb-ı kirâmı dahi seferlerde harblerde şiirler okumazlardı.

Arc: Medine'ye seksen yedi mil uzaklığında bulunan büyük bir köyün ismidir.