Geri

   

 

 

 

İleri

 

24- Beyaz Saçı, Sarı ve Kırmızıya Boyamanın Müstehab, Karaya Boyamanın ise Haram Kılınması Bâbı

5630- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Züheyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. Câbir Şöyle dedi: Fetih yılında —yahut fetih gününde— Ebû Kuhâfe'yi getirdiler —yahut geldi—, başı ve sakalı seğam —yahut seğame çiçeği — gibiydi. Kadınlarına emir buyurdu —yahut emredildi —

«Bunu bir şeyle değiştirin!» buyurdular.

5631- Bana Ebû't-Tâhir de rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Abdullah: b. Vehb, İbn Cüreyc'den, o da Ebû'z-Zübeyr’den, o da Câbir b. Abdillah' dan naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Mekke'nin fethedildiği gün Ebû Kuhâfe'yi getirdiler, başı ve sakalı seğame çiçeği gibi beyazlı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bunu bir şeyle değiştirin ama siyaha boyamaktan kaçının!» buyurdular.

Ebû Kuhafe. Hazret-i Ebû Bekr Osmani "dır. Mekke'nin fethedildiği gün müslüman olmuştur.

Seğam veya Seğame: Beyaz çiçekli ve beyaz yemişli bir nebattır. Ağaran saçların beyazlığı buna benzetilmiştir. İbn Arabi:

«Seğame tuz gibi bembeyaz olan bir ağaçtır.» demiştir.

Kâdı îyâz diyor ki: "Sahabe ve tabiinin selefi saç boyamak ve boyanan cinsi hususunda ihtilâf etmişlerdir. Bazıları boyamayı terk etmenin efdal olduğunu söylemiş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ağaran saçları değiştirmeyi yasak ettiğine dair hadîs rivâyet etmişlerdir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ağaran saçlarını değiştirmemistir. Bu kavil Ömer, Ali, Übeyy (radıyallahü anhüm) ile diğer bazı ashabdan rivâyet olunmuştur. Bir takımları saç boyamanın efdal olduğunu söylemişlerdir. Sahabe ile Tabiinden ve onlardan sonra gelenlerden bir cemâat saçlarını boyamışlardır. Delilleri Müslim'in ve başkalarının rivâyet ettikleri hadislerdir. Sonra bunlar ihtilâf etmişler ve ekserisi saçlarını sarıya boyamışlardır. İbn Ömer, Ebû Hiireyre ve daha başkaları bunlardandır. Bu kavil Hazret-i Ali'den de rivâyet olunur, içlerinden bir cemâat saçlarını kına ve kütüm denilen boya ile, Bazıları zâferanla, bir cemaat da kara boya ile boyamışlardır. Bu Hazret-i Osman'la Hazret-i Ali’nin oğulları Hasan ve Hüseyin'den, Ukbe b. Âmir'den İbn Sîrin'den ve diğer bazı zevattan rivâyet olunmuştur."

Bu babda Taberânî de şunları söylemiştir: «Doğrusu şudur ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den gerek ağaran saçların boyanması, gerekse bundan nehiy buyurulması Bâbında rivâyet edilen hadîslerin hepsi sahihtir. Bunların arasında tenakuz da yoktur. Boyama emri Ebû Kuhâfe gibi saçları fazla ağaranlaradır. Nehiy ise henüz saçı ağarmaya başlayanlaradır. Selefin boyayı boyamama hususundaki ihtilâfı kendilerinin değişik hallerine göredir. Bununla beraber bu husustaki emir ve nehiy bilicma vucûb için değildir. Bundan dolayıdır ki: Selef bu hususta birbirlerini tenkîd etmemişlerdir. Boyama veya boyamama hususunda nasih ve mensuh bulunduğunu söylemek caiz değildir.»

Kâdî Iyâz'la diğer bazı ulema bu rnes'eleyi iki şekilde hulâsa etmişlerdir:

1- Bİr yerde saç boyamak âdetse. saçları boyamamak, o âdete karşı çıkmak ve böylece şöhret bulmaktır ki, mekruhtur. Aksi de böyledir. Yani bir yerde ağaran saçları boyamamak âdetse, orada saç boyamak mekruh olur.

2- Bu işi ağaran saçın hâline göre değişir. Bir kimsenin ağaran saçları tertemiz olup, boyalı saçtan daha güzel durursa, bu kimsenin saçlarını boyamaması evlâdır. Böyle değil de çirkin ve iğrenç bir manzara arzediyorsa boyamak evlâdır.