9- Büyüklenerek Elbiseyi Sürüklemenin Haram Kılınması, Elbiseyi Ne Kadar Sarkıtmak Caiz ve Ne Kadarı Müstehab Olduğunu Beyan Bâbı 5574- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e Nâfi! ile Abdullah b. Dinar ve Zeyd b. Eslem'den dinlediğim, onların da her birinin İbn Ömer'den naklen haber verdiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Elbisesini büyüklenerek sürüyen kimseye Allah bakmaz.» buyurmuşlar. 5575- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Nümeyr ile Ebû Üsâme rivâyet ettiler. H. Bize İbn Nümeyd'e rivâyet etti, (Dedi ki): Bize hatam rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. Müsennâ ile Ubeydullah b. Saîd dâhi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya (bu zât Kattan'dır) rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Ubeydullah'dan rivâyet etmişlerdir. H. Bize Ebû'r-Rabî' ile Ebû Kâmil de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail rivâyet etti. Her iki râvi Eyyûb'dan rivâyet etmişlerdir. H. Bize Kuteybe ile İbn Rumh dahi Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H. Bize Harun El-Eylî de rivâyet etti, (Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Üsâme rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen Mâlik'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlar. Ve hadîse «Kıyâmet gününde...» kaydını ziyade etmişlerdir. 5576- Bana Ebû't-Tâhir de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Ömer b. Muhammed babası ile Salim b. Abdillah'dan ve Nâfi'den, onlar da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şüphesiz Ici elbisesini büyüklenerek sürükleyen kimseye Allah kıyâmet gününde bakmayacaktır.» buyurmuşlar. 5577- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Alî b. Müshir, Şeybânî'den rivâyet etti. H. Bize İbn Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'fee rivâyet etti. Her iki râvi Muharib b. Disar ile Cebele b. Süheym'den, onlar da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den yukarki-lerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur. 5578- Bize İbn Nümeyr dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hanzale rivâyet etti. (Dedi ki): Sâlîm'den dinledim. O da İbn Ömer'den rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim büyüklenerek elbisesini sürüklerse, kıyâmet gününde Allah ona bakmayacaktır.» buyurdular. 5579- Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İshâk b. Süleyman rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hanzale b. Ebi Süfyân rivâyet etti. (Dedi ki): Ben İbn Ömer'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i yukarki hadîsin mislini söylerken dinledim. Yalnız o «elbisesini...» demiştir. 5580- Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be rivâyet etti. (Dedi ki): Müslim b. Yennâk'ı İbn Ömer'den naklen rivâyet ederken dinledim. İbn Ömer elbisesini sürükleyen bir adam görmüş de: — Sen kimlerdensin? diye sormuş. O da kendisine nesebini bildirmiş. Bir de ne görsün Benî Leys'den bir adam. İbn Ömer onu tanımış. (Dedi ki): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu iki kulağımla dinledim: «Bİr kimse elbisesini sürükler de bununla büyükienmekten başka bir şey kasdetmezse, muhakkak kıyâmet gününde Allah o kimseye bakmaz!» buyuruyordu. 5581- Bize İbn Nümeyr dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdü'l-Melik (yani İbn Ebî Süleyman) rivâyet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Yûnus rivâyet etti. H. Bize İbn Ebî Halef de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Ebî Bükeyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbrahim (yani İbn Nâfi') rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Müslim b. Yennâk'dan, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. Yalnız Ebû Yûnus'un hadîsinde: «Müslim Ebû'l-Hasen'den» kaydı vardır. Ve toptan hepsinin rivâyetlerinde: «Bir kimse Örtüsünü sürüklerse...» ifadesi vardır. «Elbisesini...» mislerdir. 5582- Bana Muhammed b. Hatim ile Harun b. Abdillah ve İbn Ebî Halef de rivâyet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. (Dediler ki): Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. (Dedi ki): Muhammed b. Abbâd b. Cafer'i şunu söylerken işittim: Nâfi' b. Abdil Hâris'in azatlısı Müslim b. Yesâr'a İbn Ömer'e sormasını emrettim. Ben de aralarında oturmakta olduğum halde: — Sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den örtüsünü büyükle-nerek sürükleyen kimse hakkında bir şey işittin mi? dedi. — Onu «Kiyâmet gününde Allah ona bakmaz» buyururken işittim. Cevâbını verdi. 5583- Bana Ebû't-Tahir rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ömer b. Muhammed Abdullah b. Vâkıd’dan, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e uğradım örtümde sarkıklık vardı. «Yâ Abdellah örtünü kaldır!» dedi. Ben de kaldırdım. Sonra: «Zİyade et!» buyurdu. Ben de ziyâde ettim. Bundan sonra evlâ olanı araştırmaya devam ettim. Cemaattan biri: — Nereye kadar? diye sordu. — Baldırların yarılarına kadar, cevâbını verdi. 5584- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Muhammenden (Bu zat İbn Zİyaddır) rivâyet etti. (Dedi ki): Ebû Hüreyre'yi dinledim. Örtüsünü sürükleyen bir adam gördü de ayağı ile yere vurmaya başladı. Kendisi Bahreyn valisi idi ve: Vali geldi! Vali geldi! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şüphesiz ki, büyüklenerek örtüsünü sürükleyen kimseye Allah bakmaz, buyurdular.» diyordu. 5585- Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed (yani İbn Cafer rivâyet etti.) H. Bize bu hadîsi İbn Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebî Adiyy rivâyet etti. Her iki râvi Şu'be'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır. İbn Cafer'in hadîsinde: «Mervan Ebû Hüreyre'yi kendi yerine halife bırakırdı.» cümlesi vardır. İbn Müsennâ'nın hadîsinde ise: «Ebû Hüreyre Medîne üzerine Halife bırakılırdı.» ibaresi vardır. İbn Ömer rivâyetini Buhârî ile Müslim «Kitâ-bu'l-Libâs»'da; Ebû Hüreyre rivâyetini Buhârî yine «Ki» tâbu'l-Libâs»'da tahrîc etmiştir. Ulemânın beyanlarına göre: Huyelâ, Mehile, Batar, Kibir, Zehv veya Zuhuv ve Tebahtûr hepsi de aynı mânâya gelirler. Bunlardan murad büyüklenmek, gururlanmak ve kendini beğenmektir. Bu hadîslerde geçen «Allah ona bakmaz» cümlesinden murad; Allah ona rahmet etmez, demektir. Kinaye suretiyle bakıldığı zaman hasıl olacak mânâya bakmak denilmiştir. Çünkü mütevazi bir kimseye bakan ona acır. Kibirliye bakansa ona kızar. Bu hadîslerden çıkarılan hükümleri iman bahsinde görmüştük. Ulemâ kadınlara elbise sarkıtmanın caiz olduğuna ittifak etmişlerdir. Erkeklere cübbe ve kaftan gibi elbiseleri baldırlarının yarısına kadar sarkıtmak müstehabdır. Topuklara kadar sarkıtmak kera'hetsiz olarak caizdir. Topuklardan aşağı sarkıtmaksa kibirden dolayı yapıldığı takdirde haram bundan dolayı değilse, keraheti tenzihiyye ile mekruhtur. Kâdî Iyâz diyor ki: «Ulema elbisede uzunluk ve genişlik hususunda mu'tad ve hacetten fazla yapılan her şeyin mekruh olduğunu söylemişlerdir. |