Geri

   

 

 

 

İleri

 

4- Erkeğin Sarıya Boyanmış Elbise Giymesinin Yasak Edilmesi Bâbı

5555- Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muâz b. Hişam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam Yahya'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Muhammed b. İbrahim b. Haris rivâyet etti. Ona da İbn Ma'dan haber vermiş. Ona da Cübeyr b. Nüfeyr haber vermiş, ona da Abdullah b. Amr b. As haber vermiş.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benim üzerimde sarıya boyanmış iki elbise gördü de:

«Şüphesiz ki, bunlar küffârın giysilerindendir, Binâenaleyh sen onları giyme!» buyurdular.

5556- Bize Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm haber verdi. H.

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Veki' Alî b. Mübârek'ten rivâyet etti.

Her iki râvi Yahya b. Ebî Kesîr'den bu isnadla rivâyette bulunmuş ve «Hâlid b. Ma'dân'dan» demişlerdir.

5557- Bize Dâvud b. Rüşeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ömer b. Eyyûb El-Mûsılî rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize İbrahim b. Nâfi', Süleyman El-Ahvel'den, o da Tâvus'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benim üzerimde sarıya boyanmış iki elbise gördü de:

«Bunu sana annen mi emretti?» dedi. — Ben onları yıkarım, dedim. «Hattâ onları yak!» buyurdular.

5558- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbrahim b. Abdillah b. Huneyn'den, onun da babasından, onun da Alî b. Ebî Tâlib'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kass ipeklisiyle sarıya boyanmış elbise giymeyi, bir de altın yüzük takınmayı ve Ruku'da Kur'ân okumayı yasak etmiş.

5559- Bana Harmele b. Yahya da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana İbrahim b. Abdillah b. Huneyn rivâyet etti. Ona da babası rivâyet etmiş ki: Kendisi Ali b. Ebî Tâlib'i şöyle derken işitmiş. Bana Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Rüku'da olduğum halde Kur'ân okumayı, altın ve sarı boyalı şeyler giymeyi yasak etti.

5560- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da İbrahim b. Abdillah b. Huneyn'den, o da babasından, o da Alî b. Ebî Tâlib'den naklen haber verdi. Ali (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana altın yüzük takınmayı, Kass ipeklisi giymeyi, Rüku' ve Secde'de Kur'ân okumayı ve sarı boyalı elbise giymeyi yasak etti.

Ulemâ sarıya boyanmış elbise giymenin caiz olup olmayacağında ihtilâf etmişlerdir. Sahabe ve Tabiinin cumhûru ile onlardan sonra gelen ulemâ bunu mubah görmüşlerdir. İmâm A'zam'la İmâm Mâli k'in ve İmâm Şafiî'nin kavilleri de budur. Yalnız İmâm Mâlik başka bir boya ile boyanmış elbiseyi sarı boyalıdan efdal görmüştür. Bir rivâyette evlerde ve avlu işlerinde giyilmesini caiz toplantı yerlerinde sokak ve pazarlarda mekruh görmüştür. Ulemâdan bir cemaata göre sarıya boyanmış elbise giymek kerâhet-i tenzihiyye ile mekruhtur.

Onlar hadîsteki nehyi bu mânâya hamletmişlerdir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kırmızı bir hülle giydiği, sakalını sarıya boyadığı sahih rivâyetlerle sabit olmuştur. Hattâbî'ye göre buradaki nehiy kumaşı dokuduktan sonra boyamaya aittir. Evvelâ ipliği boyanır da, sonra dokunursa bu memnu' değildir. Ulemâdan Bazıları buradaki nehyi hac veya ömre için ihrama girmiş olanlara hamletmişlerdir. Bu takdirde hüküm İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsine muvafık olur. Mezkûr hadiste: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramlının vers veya zâferan değmiş elbise giymesini yasak etti.» denilmektedir. Beyhakî'nin beyânına göre İmâm Şafiî usfurla boyanan elbiseyi mubah görmüş, zâferanla boyananı erkeklere tecviz etmemiştir. Halbuki bunların ikisi de sarı boyadır. Hazret-i Şafiî usfurla boyanan elbisenin giyilmesine bu babda bir yasak delili bulamadığı için cevaz verdiğini söylemiştir. Beyhâki diyor ki: «Nehyin umumî olduğuna delâlet eden birçok hadîsler rivâyet edilmiştir. Bu hadîsler Şafiî'nin kulağına varsa inşaallah onunla amel ederdi,» demiş. Sonra şafiî'nin şu sözünü hatırlatmıştır: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadîsi benim sözüme muhâlifse hadîsle amel edin; tenim sözümü bırakın!» Yine Beyhakî'nin rivâyetine göre İmâm Şafiî: «İhramlı olmayan erkeğe her halükârda zaferanlı elbise giymesini yasak ederim. Böyle bir elbise giyerse, onu yıkamasını emrederim.» demiştir. Beyhakî: «Zâferanlı elbisede Şafiî sünnete tâbi olmuştur. Usfurla boyananda ona tâbi olması evleviyette kalır.» diyor. Ve selefden bazılarının usfurla boyanmış elbise giymeyi kerih gördüğünü, bazılarının da giymeye ruhsat verdiğini kaydettikten sonra: «Sünnet tâbi olunmaya daha lâyıktır.» diyerek sözünü bitiriyor.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Abdullah b. Amr'a: «Sana bunu annen mi emretti? diye sormasının mânâsı ; Usfurla boyanan elbise kadın elbisesidir. Bu onlara mahsustur, demektir. Bu elbisenin yakılmasını emretmesi bir ceza ve ağır şekilde yasaklanmış olduğunu göstermek, başkalarım da bundan men etmek içindir, denilmiştir.