38- Allah Yolunda Gaza Edene Binecek ve Saire Île Yardımda Bulunmanın ve Ailesi Hakkında Hayırla Onun Yerini Tutmanın Fazileti Bâbı 5007- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb ve İbnİ Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Küreyb'indir. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş’den, o da Ebû Amr Eş-Şeybânî'den, o da Ebû Mes'ûd El-Ensârî'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Benim hayvanım helâk oldu; bana bir binek hayvanı ver! Dedi. Efendimiz: «Bende yok!» buyurdu. Bunun üzerine bir adam: — Yâ Resûlallah! Ben ona binek hayvanı verecek kimseyi gösteririm! Dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Her kim bir hayra delâlet ederse ona da hayrı yapanın ecri kadar ecir verilir.» buyurdular. 5008- Bize İshâk b. İbrahim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize,İsa b. Yûnus haber verdi. H. Bana Bişr b. Hâlid dahi rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer, Şu'be'den naklen haber verdi. H. Bana Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrazzâk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân haber verdi. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır. Bu hadîsi Ebû Dâvûd'la başkaları da burada olduğu gibi şeklinde rivâyet etmişlerdir. Bâzı müshalarda bunun yerine: denilmiştir. Doğrusu «Übdia bb dir. Mânâsı: «bindiğim hayvan helâk oldu» demektir. Hadîs-i Şerîf hayra delâlet etmenin ve hayır yapana yardımda bulunmanın, ilim öğretmenin faziletine delildir. «Ona da hayrı yapanın ecri gibi ecîr verilir.» cümlesinden murâd: hayrı yapana nasıl ecir verilirse o hayrın yolunu gösterene de ecir verilir demektir. Bundan mikdârca her ikisinin sevaplarının müsâvî olması lâzım gelmez. 5009- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Affân rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme rivâyet etti (Dedi ki): Bize Sabit, Enes b. Mâlik'den rivâyet etti. H. 5010- Bana Ebû Bekir b. Nâfi' de rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki) Bize Beliz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme rivâyet etti (Dedi ki): Bize Sabit, Enes b. Mâlik'den rivâyet etti ki, Eşlem (Kabile sin)’den bir genç: — Yâ Resûlüllah! Ben gaza etmek istiyorum ama yanımda hazırlık tutacak bir şeyim yok Demiş. (Efendimiz): «Filâna gît! Çünkü o hazırlık tutmuş da hastalanmıştı.» buyurmuş. O da giderek: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sana selâm ediyor; ve yaptığın hazırlığı bana vermeni söylüyor! Demiş. O zât: —Ey filân hanım! Benim yaptığım hazırlığı buna ver! Ondan hiç bir şey saklama! Allah aşkına ondan bir şey saklama ki, sana onun hakkında bereket verilsin! Demiş. Bu hadîs dahi hayıra delâlet etmenin faziletine delildir. Ayrıca bir insan hayır cihetlerinden birine mal sarfetmek ister de imkân bulamazsa o malı başka bir hayır cihetine sarfetmesinin mütehab olduğuna delâlet ediyor. Nezir etmedikçe mutlaka o niyet ettiği hayıra sarf etmesi îâzım gelmez. 5011- Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû't-Tâhir rivâyet ettiler. (Ebû't-Tâhir: Bize İbn Vehb haber verdi., dedi. Sa’d ise: Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti., dedi.) (Dedi ki): Bana Amr b. Haris, Bükeyr b. Eşecc'den, o da Biisr b. Saîd"den; o da Zeyd b. Hâlid El-Cühenî’den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi ki: «Her kim Allah yolunda bir gâzîye hazırlık verirse o da gaza etti demektir. Ve her kîm gâzînin ailesi hakkında hayırla onun yerini tutarsa mu hakkak gaza etti demektir!» buyurmuşlar. 5012- Bize Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezîd (yânî İbn Zürey') rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hüseyn El-Muallim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr, Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan, o da Büsr b. Saîd'den, o da Zeyd b. Hâlid El-Cühenî'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir gâzîye hazırlık verirse o da gaza etti demektir; ve her kim bir gâzînin ailesi hakkında onun yerini tufarsa muhakkak gaza efti demektir!» buyurdular. Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd,Tirmizî ve Nesâî «Cihâd» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Bu mânâda Hazret-i Ömer b. Hattâb, Muâz b. Cebel, Ebû Hüreyre, Zeyd b. Sabit, Sehl b. Ebî Huneyf, Cebele b. Harise ve Ebû Ümâme (radıyallahü anhûm) hazerâtından da hadîsler rivâyet olunmuştur. Hazret-i Ömer hadîsini İbn Mâce; Muâz ile Ebû Hüreyre ve Zeyd b. Sabit hadislerini Taberanî «El-Evsat» mda; Sehl hadîsini İmâm Ahmed «Müsned» inde ve Taberanî «El-Kebîr» inde; Cebele hadîsini Taberânî «El-Kebîr» ile «El-Evsat» nâm eserlerinde; Ebû Ümâme hadîsini Ebû Dâvûd ile İbn Mâce tahrîc etmişlerdir. «O da gaza etti demektir.» cümlesinin mânâsı: bu gaza sebebi ile o da ecir kazanır demektir. Bu ecir az veya çok her cihadla kazanıldığı gibi gâzînin ailesine yiyecek, giyecek ve saiir ihtiyaçları hususunda yardımda bulunmakla da elde edilir. Yalnız yardımın az veya çokluğuna göre sevabın mikdârı da değişir. Bu hadîs ve emsali, müslümanlann yararına çalışan bir kimseye iyilikte bulunmaya teşvîk etmektedirler, 5013- Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İs-mâil b. Uleyye, Aliy b. Mübârek’den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Ebi Kesîr rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Mehrî'nin âzâdlısı Ebû Saîd, Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hüzeyl'in Benî Lahyân kabilesine bir müfreze göndermiş de: «Her iki kişiden biri ilerî atılsın! Sevabı aralarındadır!» buyurmuşlar. 5014- Bu hadîsi bana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdüssamed (yânı İbn Abdilvâris) haber verdi. (Dedi ki): Babamı rivâyet ederken dinledim. (Dedi ki): Bize El-Hüseyn, Yahya'dan rivtiyet etti. (Dedi ki): Bana Mehrî'nin âzâdlısı Ebû Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû Saîd El-Hudrî rivâyet etti ki, Resûlüllah bir müfreze göndermiş... Râvî yukarıki hadîs mânâsında rivâyette bulunmuştur. 5015- Bana yine İshâk b. Mansûr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah (yânî İbn Mûsâ) Şeybân'dan, o da Yahya'dan naklen bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi. 5016- Bize Saîd b. Mansûr da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Amr b. Haris, Yezîd b. Ebî Habîb’den o da Mehrî'nin âzâdlısı Yezîd b. Ebi Saîd'den, o da baba sından, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beni Lâhyân'a müfreze göndermiş: «Her iki adamdan biri çıksın!» buyurmuş. Sonra oturana: «Çıkanın ailesi ve malı hakkında hanginiz hayırla yerini tutarsa çıkanın yarı ecri kadar ona verilir.» buyurmuşlar. Benî Lahyân veya Benî Lihyân; Hüzeyl kabilesinin bir koludur. O zaman henüz müsliiman olmamışlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunların üzerine gaza için asker göndermiş; ve giden gazilere: «Her kabileden yarısı cenge çıksın!» diye ta'limât vermişti. Hadîsdeki «Her iki adamdan biri çıksın!» cümlesinden murâd budur. Sevabın aralarında paylaştırılması gazaya gidenin yerine kalan kimsenin onun ailesine hayırla muamele edip yardımda bulunduğuna göredir. Nitekim diğer rivâyetlerde bu cihet tasrîh olunmuştur. |