24- Ellerine Geçeceğinden Korkulduğu Zaman Mushafla Küffar Diyarına Gitmekten Nehi Bâbı 4946- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, Nâü'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den naklettiği şu hadîsi okudum: Abdullah Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'ânla düşman toprağına gid ibnesini yasak etti. 4947- Bize Kuteybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Bize İbni Rumh dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi ki, düşmanın eline geçer endîşesi ile düşman toprağına Kur'ân-ı Kerimle gidilmesini yasak edermiş. 4948- Bize Ebû'r-Rabî' El-Atekî ile Ebû Kâmil de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd, Eyyûb'dan o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Kur'anla sefer etmeyin! Çünkü ben onun düşman eline geçmeyeceğinden emin değilim.» buyurdular. Eyyûb: «Gerçekten düşman onu ele geçirdi; ve onunla size münâzea ettiler.» demiş. 4949- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail (yani İbn Uleyye) rivâyet etti. H. Bize İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân ile Sekafî rivâyet ettiler. Bunların hepsi Eyyûb'dan rivâyet etmişlerdir. H. Bize İbn Râfî' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebî Füdeyk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dahhâk (yani İbn Osman) haber verdi. Bu râvîlerin hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyette bulunmuşlardır. İbn Uleyye ile Sakafi’nin hadîsinde: «Çünkü ben korkarım.» cümlesi, Süfyân’la Dahhâk b. Osman'ın hadîslerinde ise: «Düşmanın elîne geçer korkusu ile..» ifâdesi vardır. Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce «Cihâd» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Görülüyor ki, Küffâr memleketine mushafla gitmek, onun ellerine geçirirler de hürmetini ayaklar altına alırlar korkusundan yasak edilmiştir. Şayet İslâm ordusu muzaffer olarak küfür diyarına girer de Kur'ânı Kerim'i tahkir korkusu olmazsa mushafı oraya götürmekte kerahet kalmaz. İmâm A'zam, Buhârî ve diğer bazı ulemânın kavilleri budur. Nevevî: «sahih olan da budur.» diyor. İmâm Mâlik'le Şâfiâler'den bir cemaata göre küfür diyarına mushaf götürmek mutlak surette menınû'dur. Hadîs-i Şerîf'de beyan edilen illet (yani düşmanın tahkir etmesi korkusu) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e efendimizin sözüdür. Mâlikîler'den bazısı onu İmâm Mâlik'in sözü zannederek hataya düşmüştür. Kâfirlere, içinde âyet bulunan mektup yazmak bilittifâk caizdir. Bu bâbta delil, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hirakl'e yazdığı nâmedir. Kâdî Iyâz’ın beyanına göre İmâm Mâlik'le diğer bâzı ulemâ, üzerinde besmele yazılı veya Allahü teâlâ zikredilen altı ve gümüş paralan küffara vermek suretile ile muamelede bulunmayı kerih görmüşlerdir. |