Geri

   

 

 

 

İleri

 

30- Zulmü, Yer Gasb Etmeyi ve Saireyi Haram Kılma Bâbı

4217- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Aliy b. Hucr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail yani İbn Ca'fer, Alâ' b. Abdirrahmân'dan, o da Abbâs b. Sehl b. Sa'd Es-Sâid'den, o da Saîd b. Zeyd İbn Amr b. Nüfeyl'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Her kim zulüm yolu ile bir karış yer alırsa, Allah onu kıyâmet gününde yedi kat yer (in dibin)’den itibaren boynuna dolar.» buyurmuşlar

4218- Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Ömer b. Muhammed rivâyet etti. Ona da babası, Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'den naklen rivâyette bulunmuş ki, Ervâ evinin bir kısmı hakkında kendisinden dâ-vâcı olmuş da (Saîd): Evi ona bırakın! Zîra ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’l:

«Her kim hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa kıyâmet gününde yedi kat yer (in dibin)’den boynuna dolanacak!» buyururken işittim. Allahım! Eğer bu kadın yalancı ise gözünü kör et! Kabrini de evinde yap! demiş.

Râvi diyor ki: Sonra ben bu kadını kör olmuş; duvarları yoklarken gördüm. Bana Saîd b. Zeyd'in (bed) duası isabet etti; diyordu. Bir defa bu kadın evde dolaşırken bir kuyunun üzerine uğrayarak içine düşmüş; o da onun kabri olmuş.

4219- Bize Ebû'r-Rabî' El-Atekî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd b. Zeyd, Hişâm b. Urve'den, o da babasından naklen rivâyette bulundu ki, Ervâ binti Üveys, Saîd b. Zeyd'in kendi yerinden bir parça aldığım iddia etmiş ve onu Mervân b. Hakem'e da'vaya vermiş. Bunun Üzerine Saîd; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittiğim şeyden sonra hiç onun yerinden bir şey alır mıyım? demiş. Mervân: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ne işittin? deyince: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i:

«Her kim zulüm yolu ile bir karı? yer alırsa, yedi kat yer (in dibin) tt kadar boynuna dolanır.» buyururken işittim; cevabını vermiş. Bunun üzerine Mervân kendisine: Bundan sonra senden bir hangi beyyine istemiyorum; demiş. Saîd de: Allahım, eğer bu kadın yalancı ise gözünü kör et; ve kendisini kendi yerinde öldür! diye bed duâ etmiş.

Râvi diyor ki: Bu kadın kör olmadan ölmedi. Sonra bir defa kendi yerinde dolaşırken birden bir çukura düşerek öldü.

4220- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebî Zaide, Hİşâm'dan, o da babasından, o da Saîd b. Zeyd'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i:

«Her kim zulüm yolu ile bir kan; yer alırsa, o yer kıyâmet gününde yedi kat yer (in dibin)’den (başlayarak) o kimsenin boynuna dolanacaktır.» buyururken işittim.

4221- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerîr, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Eğer bir kimse hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa, Allah kıyâmet gönünde onu yedi kat yer (in dibin) e kadar boynuna dolar.» buyurdu.

4222- Bize Ahmed b. İbrahim Ed-Devrakî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdüssamed yani İbn Abdilvâris rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Harb yani İbn Şeddâd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya —ki İbn Kesîr'dir—, Muhammed b. İbrahim'den naklen rivâyet etti; ona da Ebû Seleme rivâyet etmiş. Ebû Seleme ile kabilesi arasında bir yer hakkında husumet varmış. Kendisi Âişe'nin yanına girerek bunu ona anlatmış. Âişe :

Yâ Ebâ Seleme, sen bu yerden sakın! Zîra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Bir kimse bir kanş kadar yer için zulmetse, o yer yedi kat yer (İn dibin)’den itibaren boynuna dolanır.» buyurdular.» demiş.

4223- Bana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Habbân b. Hilâl haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ebân haber verdi.

(Dedi ki): Bize Yahya rivâyet etti, ona da Muhammed b. İbrahim, ona da Ebû Seleme, Âişe'nin yanına girdiğini rivâyet etmiş. Râvi yukarıki hadîsin mislini zikretmiştir.

Bu rivâyetlerden Saîd b. Zeyd ve Ebû Seleme hadîslerini Buhârî «Mezâlim» bahsinde; ayrıca Ebû Seleme hadîsini «Bed'ül-halk»da tahrîc etmiştir.

Ebu Saîd (radıyallahü anh) hadîsinin muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre Ervâ binti Üveys namında bir kadın, yerimi gasbetti iddiasiyle Hazret-i Saîd'i Mervân'a şikâyet etmiş. Saîd (radıyallahü anh) cennetle müjdelenen on bahtiyardan biridir. Eski müslümanlardan duası müstecâb bir zâttı. Mervân bu şikâyet üzerine Hazret-i Saîd'e bir hey'et göndererek tahkikatta bulunmak İstemişse de Hazret-i Saîd (radıyallahü anh) iddia edilen yeri derhal kadına bırakarak dâvayı kapatmış; kadına da bed duâ etmiş. Neticede kadın tamamiyle onun bed duasına uğramış.

Ulemânın beyânına göre bu hadîs, yerlerin de gökler gibi yedi kat olduğunun açık delilidir. Nevevî bunu beyândan sonra şunları söylüyor: «Fakat bu mumâseleti hey'et ve şekille te'vîl, zahire uygun değildir. Hadîsteki yedi kat yerden murâd yedi iklimdir, diyenlerin sözü de böyledir; zîra yerler yedi tabakadır. Bu te'vîl bâtıldır. Ulemâ onu şöyle iptal etmişlerdir: Eğer yedi kat yerden murâd yedi iklim olsaydı o zaman zâlimin boynuna kendi ikliminden geri kalan iklimlerden bir karışının dolanmaması îcâbederdi; halbuki yerin tabakaları böyle değildir; çünkü bu tabakalar mülkiyet hususunda o bir karış yere tabidirler; bir karış yere sahip olan bir kimse o yerin altındaki tabakalara da Mâlik olur.

Boynuna dolanma meselesine gelince: Bu hususta dahi bir takım ihtimaller üzerinde durulmuştur. Ezcümle bazılarına göre bunun mânâsı, o bir karış yerin yedi kattan misli alınarak zâlime yüklenmek ve taşıması emrolunmak ihtimaldir. Bir takım ulemâ bu yer onun boynuna halka gibi takılır; zâlimin boynu uzatılır, demiş; bazıları bu işin günahının boynuna dolanacağım söylemişlerdir.

Taberî (224-310)'nin «Et-Tehzîb» nâm eserinde Ya'la b. Mürra'dan rivâyet olunan bir hadîste: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in herhangi bir kimse zulmen bir karış yer alırsa Allah ona o yeri yedi kat yerin dibine kadar kazdırır; sonra kıyâmet gününde bütün insanların hesabını görünceye kadar bunu onun" boynuna dolar.» buyurarak gasbedilen yerin nasıl boyuna dolanacağı beyan olunmuştur.