12- Abdeste Guere ve Tahcili Uzatmanın Müstehab Olduğunu Beyan Bâbı. 602 - Bana Ebû Küreyb Muhammed b. Ala' ile Kâsım b. Zekeriyyâ b. Dinar ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Halid b. Mahled, Süleyman b. Bilâl'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Umaratü'-bnü Gaziyyete'l-Ensarî , Nuaym b. Abdillah el-Mücmir'den rivâyet etti. Şöyle dedi: «Ebû "Hureyre'yi abdest alırken gördüm yüzünü yıkadı. Ve abdesti tertemiz aldı. Sonra sağ elini ta bazuya geçinceye kadar yıkadı. Sonra sol elini bazuya geçinceye kadar yıkadı. Sonra başına mesh etti. Sonra sağ ayağını tâ baldırlarına kadar yıkadı, sonra sol ayağını da baldırına geçinceye kadar yıkadı sonra: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in işte böyle abdest aldığını gördüm» dedi ve şunu söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Siz abdesti yerli yerince aldığınızdan dolayı kıyâmet gününde alınlarınız sakar, bacaklarınız sekir (olarak) haşredileceksiniz. Binaenaleyh sizden kim yapabilirse sakar ve sekirliğini uzatsın!..» buyurdu. 603 - Bana Harun b. Said el-Eyli'de rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Amr b. Haris, Said b. Ebi Hilâl den o da Nuaym b. Abdillâh'tan naklen haber verdi ki Nuaym Ebû Hureyre'yi Abdest alırken görmüş yüzünü ve iki elini nerdeyse omuzlarına varacak kadar yıkamış Sonra ayaklarını ta baldırlarına kadar yıkamış. Sonra şunları söylemiş: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ummetim kıyâmet gününde abdest eserinden yüzleri sakar, ayakları sekir olarak gelecekler. Binaenaleyh sizden hanginiz sakarlığını uzatabilirse bunu hemen yapsın» buyururken işittim. 604 - Bize Süveyd b. Sa'id ile İbn Ebi Ömer hep birden mervan el-Fezari'den rivâyet ettiler. İbn Ebi Ömer dediki bize Mervan Ebû Malik el-Eşca'ı Said b. Târik dan o da Ebû Hazımdan o da Ebû Hureyre den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlaı: «Benim havzım Eyle ile Aden arasından daha uzundur. O kardan daha beyaz, sütle karışık baldan daha tatlıdır. Kabları yıldızların adedinden çoktur. Ben bir kimsenin kendi havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi insanları ondan kovacağım.» Ashab: — Ya Resûlâllâh! O gün sen bizi tanıyabilecekmisin? demişler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Evet, sizin (o gün) hiç bir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. Benim yanıma abdest eserinden yüzleriniz ve ayaklarınız nur içinde geleceksiniz.» buyurmuşlar. 605 - Bize Ebû Küreyb ile Vasıl b. Abdil A'lâ da rivâyet ettiler. Lâfız Vâsıl’ındır. Dediler ki bize İbn Fudayl, Ebû Malik-i Eşca'ı'den, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Ümmetim havza, benim yanıma gelecek. Ben de tıpkı bir adamın kendi develerinden başkasının develerini kovduğu gibi insanları havuzumdan kovacağım.» buyurdular. Ashab: — «Ya Nebiyyallah! Sen bizi taniyabilecekmisin?» dediler. — «Evet, sizin başka hiç kimsede bulunmayan bir simanız olacak, benim yanıma abdest eserinden yüzleriniz ve ayaklarınız nurlu olarak geleceksiniz. Ama sizden bir taife benim yanıma gelmekten mutlaka men edilecek ve gelemeyecekler. Ben: Ya Rabbi! Bunlar benim ashabınıdandır, diyeceğim bana bir melek cevap verecek: — «Onların senden sonra ne (bidat) ler çıkardıklarını biliyor musun? diyecek.» buyurdular. 606 - Bize Osman b. Ebi Şeybe dahi rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Ali b. Müshir, Sa'd b. Tarık'tan o da Rib'ı b. Hıraş'tan o da Huzeyfe'den naklen rivâyet etti. Huzeyfe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Gerçekten benim havzım Eyle ile Aden arasından daha uzundur. Nefsim yed’i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben bir takım insanları kişinin yabani develeri havuzundan kovduğu gibi ondan kovacağım.» buyurdu. Ashab: — «Ya Resulallâh! Sen bizi tanıyabilecekmisin ki?» dediler Fahr-i Kainat (sallallahü aleyhi ve sellem): -- «Evet, siz benim yanıma abdest eserinden yüzleriniz ayaklarınız nur içinde geleceksiniz, bu hal sizden başka kimsede olmayacak.» buyurdular. 607- Bize Yahya b. Eyyûb ile Süreyc b. Yunus, Kuteybetü'bnü Said ve Ali b. Hucur toptan İsmail b. Ca'ferden rivâyet ettiler. İbn Eyub dedi ki bize İsmail rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Alâ' babasından o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kabristana gelerek: «Selâm size ey mü'minler diyarı! İnşaallah biz de size katılacağız, din kardeşlerimizi görmüş olmayı çok arzu ederdim.» buyurmuş Ashab: «Biz senin din kardeşlerin değilmiyiz Ya Resûlüllah» demişler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Siz benim ashabınsınız, kardeşlerimizse henüz gelmeyenlerdir.» buyurmuşlar. Bunun üzerine ashab: «Ümmetinden Henüz (saha-i cihana) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın ya Resûlüllah?» demişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ne dersin, bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde sakar ve sekir bir takım atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı?» buyurmuş. Ashab: «Hay hay tanır Ya Resûlüllah» demişler. «İşte onlar da abdestten dolayı böyle sakar ve sekir gelecekler. Ben havuza onlardan önce varacağım. Dikkat edin ki, bir takım adamlar benim havuzumun başından kayıp develerin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara Hey, beri gelin! diye nida edeceğim. Bunun üzerine bana onlar senden sonra hakikaten (dinde) tebdilât yaptılar, denilecek, ben de (öyleyse) uzak olsunlar! Uzak olsunlar! Diyeceğim.» buyurmuşlar. 608 - Bize Kuteybetü'bnü Said rivâyet etti (Dedi ki): Bize Abdülâziz yanî Derâverdi rivâyet etti H. Bana İshak b. Mûsa el-Ensari de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'n rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Malik rivâyet etti. Bunlar hep birden Alâ' b. Abdirrahman'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etmişler ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kabristana çıkarak: «Selâm size ey mü'minler diyarı: İnşallah biz de size katılacağız.» buyurmuş. Râvi hadisi İsmail b. Ca'fer hadisi gibi rivâyet etmiştir. Ancak Malik hadisi: «Benim havuzumdan bir takım kişiler behemahal kovulacaklardır.» şeklindedir. |