Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- "Keşki Şöyle Olaydı" Diye Temenni Etmenin Câiz Olması Bâbı

Çünkü Yüce Allah, Lût Peygamber'in şu sözünü haber verdi: "Eğer size (yetecek) bir kuvvetim olsaydı, yahut sarp bir kaleye sığınabilseydim! Dedi” (Hûd: 80).

7324 Bize Ebu'z-Zinâd tahdîs etti ki, el-Kaasım ibn Muhammed şöyle demiştir: İbn Abbâs radıyallahü anhüma birbirleriyle la'netleşen karakocayı zikretti. Bunun üzerine Abdullah ibnu Şeddâd, ibn Abbâs'a:

— Bu kadın, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın "Beyyinesiz olarak bir kadını recmeder olaydım (bu kadını recm ederdim) buyurduğu kadın mıdır? diye sordu.

İbn Abbâs:

— Hayır, o kadın İslâm'da kötülüğü açıktan yapan (lâkin bu kötülükler onun üzerine beyyine üe sabit olmayan ve i'tirâf da etmeyen) bir kadın idi, demiştir.

7325- Bize Alî ibn Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs etti. Amr ibn Dînâr şöyle dedi: Bize Atâ ibn Ebî Rebâh tahdîs edip şöyle dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece yatsı namazını gece karanlığı olan atame vaktine kadar geciktirdi. Bunun üzerine Omer ibnu'l-Hattâb dışarı çıktı da:

— Namaza gel yâ Rasûlallah! Mesciddeki kadınlar ve çocuklar uyudular! diye seslendi.

Akabinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) başı su damlatarak dışarıya çıktı ve:

— "Eğer ümmetim üzerine -yahut: İnsanlar üzerine- meşakkat verecek olmasaydım..." -Sufyân ibn Uyeyne yine şöyle dedi: "Ümmetim üzerine meşakkat verecek olmayaydım bu namazı işte bu saatte kılmalarını emrederdim" buyuruyordu.

Ve ibn Cureyc de Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da İbn Abbâs'tan şöyle söyledi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o yatsı namazını geciktirdi. Omer de geldi ve:

— Yâ Rasûlallah! Kadınlar ve çocuklar uyudular! diye seslendi. Bunun üzerine Rasûlüllah yan tarafından yıkanma suyunu eliyle silerek dışarı çıktı da:

— "Şu muhakkak ki yatsı namazı vakti budur. Eğer ümmetim üzerine meşakkat yükleme korkusu olmasaydı..." buyuruyordu.

Amr ibn Dînâr şöyle dedi: Bize Atâ bu hadîsi, senedinde İbn Abbâs olmayarak tahdîs etti. Amma Amr ibn Dînâr kendi rivayetinde: Rasûlüllah başı su akıtarak çıktı, dedi.

İbn Cureyc de: Bedeninin yanından yıkanma suyunu eliyle silerek dışarı çıktı, dedi.

Amr ibn Dînâr: "Eğer ümmetim üzerine meşakkat yüklemem korkusu olmasaydı" demiştir.

İbn Cureyc de: "Şu muhakkak ki, yatsı namazı vakti budur. Eğer ümmetime meşakkat vermem olmasaydı (elbette bu saatin yatsı namazı saati oltnasıyle hükmederdim)" diye söyledi.

7326- Ve İbrâhîm ibnu'l-Munzir şöyle dedi: Bize Ma'n tahdîs etti. Bana Muhammed ibn Müslim, Amr ibn Dînâr'dan; o da Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da İbn Abbâs'tan; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere tahdîs etti.

7327 Bize el-Leys, Ca'fer ibn Rabîa'dan tahdîs etti ki, Abdurrahmân ibn Hürmüz el-A'rec de şöyle demiştir: Ben Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den işittim, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ümmetim üzerine meşakkat vermek korkusu olmasaydı, kendilerine muhakkak misvak kullanmalarını emrederdim" buyurmuştur.

Ona Süleyman ibnu'l-Mugîre, Sabit el-Bunânî'den; o da Enes'ten; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere mutâbaat etmiştir.

7328 Bize Humeyd et-TavîI, Sabit el-Bunânî'den tahdîs etti ki, Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ramazân ayının sonunda (iftar vaktinde yemeyip içmeyerek) orucunu birbirine uladı. Bunun üzerine birtakım insanlar da oruçlarını (arada birşey yemeyerek) birbirine uladılar. Onların bu oruç ulamaları Peygamber'e ulaşınca:

— "Eğer ay benim için uzatılsaydı, bu derinlemesine gidicilerin derinleştirmelerini terkedecekleri bir ulamayı muhakkak yapardım, Şübhesiz ben sizin gibi değilim. Ben, Rabb'im beni doyurur ve içirir hâlde bulunurum" buyurdu.

Süleyman ibnu'l-Mugîre, Sâbit'ten; o da Enes'ten; o da Peygam-ber'den olmak üzere rivayet etmekte Humeyd'e mutâbaat etmştir.

7329  Ve el-Leys şöyle dedi: Bana Abdurrahmân ibnu HâIid, İbn Şihâb'dan tahdîs etti. Ona da Saîd ibnu'l-Müseyyeb haber verdi ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ulama orucu tutmaktan nehyetti. Sahâbîler:

— Yâ Rasûlallah! Sen bir günün orucunu öbür güne ekliyorsun? dediler.

Rasûlüllah:

— "Sizin hanginiz bana benzer? Ben, Rabb'im beni doyurur ve Rabb'im bana su içirir hâlde gecelerim" buyurdu.

Fakat sahâbîler oruçları birbirine eklemekten vazgeçmediklerinde, Rasûlüllah oruçlarını bir gün, sonra bir gün daha (arka arkaya iki gün) birbirine ekledi. Sonra (üçüncü günü) hilâli gördüler. Bunun üzerine Rasûlüllah oruç eklemekten vazgeçmeyenleri tevbîh eder gibi:

— "Eğer hilâl gecikseydi, sizin için (ders olsun diye) ben de o kadar daha artırırdım!" buyurdu.

7330 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e İsmâîl'in duvarından:

— Bu duvar Beyt'ten midir? diye sordum.

Rasûlüllah:

— "Evet (duvar, Beyt'tendir)" buyurdu.

Ben yine:

— Kureyş için ne mâni' vardı ki bu duvarı Beyt'e girdirmediler? dedim.

Rasûlüllah:

— "Senin kavmin Kureyş'in bu hicri Ka'be'ye girdirmeye bütçeleri yetmedi (Beyt'i daralttılar)" diye cevâb verdi.

Ben:

— Ka'be'nin kapısı niçin bu kadar yüksektir? diye sordum.

Rasûlüllah:

— "Senin kavmin dilediklerini Beyt'e koymak, dilediklerini de koymamak için" cevâbını verdi.

Sonra Rasûlüllah:

— "Yâ Âişe! Eğer senin kavmin Kureyş, Câhiliyet devrine yakın olmasaydı ben duvarı Beyt'e katmak, Beyt'in kapısını da yer seviyesine indirmek isterdim. Fakat böyle yapıldığında kavminin kalblerinin kırılmasından endîşe ederim" buyurdu.

7331 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Eğer hicret olmasaydı, ben muhakkak Ensâr'dan bir kişi olurdum. Eğer Ensâr bir dere yahut bir dağ yoluna girselerdi, muhakkak ben Ensâr'ın vadisine yahut Ensâr'ın dağ yoluna girerdim!".

7332 Bize Vuheyb, Amr ibn Yahya'dan; o da Abbâd ibn Temim'den; o da Abdullah ibn Zeyd (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Eğer (tebdili caiz olmayacak) hicret olmasaydı, elbette ben Ensâr'dan bir kimse olurdum. Eğer insanlar bir vâdîye yahut bir dağ yoluna girip gitselerdi, ben muhakkak Ensâr'ın vadisine ve dağ yoluna girer giderdim".

Bu hadîsi Enes'ten; o da Peygamber'den "Bir dağ yoluna girseydi. .." lâfzıyle rivayet etmekte Ebû Teyyâh da Abbâd ibn Temîm'e mutâbaat etmiştir.