51- Vefat Ardında Halîfe Ta'yîn Etmek Bâbı7303 Yahya ibn Saîd şöyle demiştir: Ben (Âişe'nin kardeşinin oğlu) el-Kaasım ibn Muhammed'den işittim, şöyle dedi: Âişe (radıyallahü anh-bir kerre şiddetli bir baş ağrısına tutuldu da): — Vay başım, (ölüyorum)! demişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: — "Eğer sen ölür de ben hayâtta kalırsam, senin için mağfiret diler ve senin için duâ ederim!" buyurdu. Bunun üzerine Âişe: — Vay başıma gelen musibete! Vallahi öyle sanıyorum ki, muhakkak Sen benim ölümümü istiyorsun. Eğer ben ölürsem, muhakkak Sen o son günün gecesinde kadınlarının birisiyle gerdek olup yaşayacaksın! dedi. Âişe'nin bu sözü üzerine Rasûlüllah şöyle buyurdu: — "Yâ Âişe! (Endişelenme!) Asıl ben 'Vay başıma!' demeliyim (çünkü senden evvel öleceğim). Yâ Âişe! (Hattâ) şimdi ben Ebû Bekr'e ve oğluna haber göndermek ve -hilâfet dedikoducularının sözlerinden ve hilâfet umanların temennilerinden nefret ederek- hilâfeti Ebû Bekr'e vasiyet etmemi kasdettim (yahut istedim). Fakat sonra düşündüm ki, Allah (hilâfeti Ebû Bekr'den başkasına müyesser kılmaktan) çekinir. Mü'minler de Ebû Bekr'den başkasının halîfe olmasını men' ederler. Yâhud Allahü Taâlâ (Ebû Bekr'den başkasının halîfe olmasını) men eder. Mü'minler de (Ebû Bekr'den başkasına bey'at ve mutâbaatten) çekinirler". 7304 Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Babam Omer (vurulup vaziyeti ağırlaşınca, dostları tarafından): — Yerine bir halîfe ta'yîn etmez misin? diye sorulmuştu. Omer: — Eğer yerime halîfe ta'yîn ve tavsiye edersem (aykırı bir iş yapmış olmam). Çünkü benden hayırlı olan Ebû Bekr, yerine halîfe ta'yîn ve tavsiye etti. Eğer ta'yin etmez de (bu işi ümmete) bırakırsam, şübhesiz benden hayırlı olan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da (muayyen bir zâtı açıkça söylemeyip bu işi ümmete) bırakmıştır, dedi. İbn Omer şöyle dedi: Halîfe ta'yîni teklifine karşı Omer'in verdiği cevâbı, mecliste hazır bulunan sahâbîler Omer'e karşı takdirle karşılayıp, onu övdüler. Bunun üzerine Omer de: — Ben bir halef ta'yîn etmek ve ta'yîninde isabet ederek medholunmak isterim. Fakat isabet olunamamasından da korkarım. Ben bu hilâfet işinden ne kârlı, ne de zararlı olmayarak; başa-baş kurtuldum. Artık şimdi muayyen bir zâtı yerime halef ederek hayâtımda, ölümümde mes'ûliyetini yüklenmek istemem! Dedi. 7305-........ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) haber verdi ki, kendisi Omer ibnu'l-Hattâb'ın minber üzerine oturup da yaptığı ikinci hutbesini işitmiştir: Bu hutbe, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefatı gününün ertesinde olmuştu. Omer şehâdet kelimelerini söyledi. Ebû Bekr ise hiç konuşmuyor, susuyordu. Omer şöyle dedi: — Ben Rasûlüllah'ın yaşayıp da bizim işlerimizi üzerine alıp yazmasını (yahut düşünüp tedbîr etmesini) ümîd ederdim. Omer bu sözüyle, Peygamberin vefatının kendilerinden sonra olmasını kasdetmektedir. Omer devamla şöyle dedi: — Muhammed ölmüş ise, şübhesiz Allahü Taâlâ sizin aranızda bir nûr (yânı Kur'ân) bırakmıştır ki, onunla Allah'ın Muhammed'e hidâyet ettiği doğru yolu bulacaksınız. Şübhesiz Ebû Bekr de Rasûlüllah'ın sahibi ve (mağarada) "İkinin ikincisidir" (et-Tevbe: 40). Hiç şübhe yok ki, o, müslümânlann işlerini üzerine almaya en lâyık kimsedir. (Ey hazır bulunanlar!) Kalkınız ve ona bey'at ediniz! dedi. Sahâbîlerden bir kısmı bundan önce Sâide oğulları sakîfesinde Ebû Bekr'e bey'at etmişlerdi. Umûmî bey'at ise, sakîfede yapılan bey'at gününün sabahında, minber üzerinde yapılan bu bey'at olmuştu. ez-Zuhrî, Enes ibn Mâlik'ten söyledi ki; Enes ibn Mâlik, o gün Omer'in Ebû Bekr'e ısrarla "Minbere çık!" deyip durduğunu işitmiş ve nihayet Ebû Bekr minbere çıkınca, insanlar ona umûmî olarak bey'at ettiler, demiştir. 7306 Bize İbrâhîm ibn Sa'd, babasından (yani Sa'd ibn İbrâhîm ibn Abdirrahmân ibn Avf ez-Zuhrî'den); o da Muhammed ibn Cubeyr ibn Mut'ım'den tahdîs etti ki, babası Cubeyr ibn Mut'ım (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir kerresinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir kadın geldi. Peygamber'in ona vereceği birşey hakkında onunla konuştu. (Kadın dönerken) Peygamber kadına tekrar müracaat etmesini emretti. Bunun üzerine kadın, sanki Rasûlüllah'ın vefatını ifâde etmek isteyerek: — Yâ Rasûlallah! Ben gelir de Sen'i bulamazsam ne buyurursun? diye sordu. Rasûlüllah da ona: — "Şayet beni bulamazsan Ebû Bekr'e gelip müracaat et!" buyurdu. 7307 Sufyân es-Sevrî şöyle demiştir: Bana Kays ibn Müslim, Târik ibn Şihâb'dan tahdîs etti ki, Ebû Bekr (radıyallahü anh), Rasûlüllah'ın vefatından sonra dînden çıkmış ve harble yenilmiş olan Tayy, Esed, Gatafân ve diğer kabilelerin elçilerine hitaben: — Sizler çöllerde develerin kuyruklarının arkalarından gidersiniz, nihayet Allah sizlere, Peygamber'inin halîfesi ve. Muhacirler'i eliyle, bunların sizlere kusur ve günâhı çok saymakta olacakları bir iş gösterir! demiştir. |