Geri

   

 

 

 

İleri

 

37- Bâb: Hüküm Yazıcısının Emîn Ve Akıllı Bir Kimse Olması Müstehâb Olur

7278 Zeyd ibn Sabit (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ebû Bekr, Yemâme'de şehîd olanların şehîd olmalarından dolayı bana geldi, yanında Omer de vardı. Ebû Bekr şunları söyledi: Omer bana geldi ve:

— Yemâme gününün şiddetli harbinde Kur'ân hafızlarından birçoğu şehîd oldu. Ben diğer harb sahalarında da harbin şiddetli olup Kur'ân hafızlarının şehîd edilmelerinden, bu sebeble de Kur'ân'dan büyükçe bir kısmın zayi' olup gitmesinden endîşe ediyorum. Binâenaleyh ben senin Kur'ân'ın kitâb hâlinde toplanmasını emretmeni düşünüyorum, dedi.

Ebû Bekr, Zeyd'e şöyle dedi: Ben Omer'e:

Rasûlüllah'ın yapmadığı bir işi nasıl yaparsın? dedim. Omer bana:

— Vallahi bu toplama bir hayırdır, dedi ve bana bu hususta müracaatta devam etti.

Nihayet Allah benim göğsümü, Omer'in göğsünü açmış olduğu iş için açtı da ben de bu işte Omer'in düşündüğü gibi düşündüm.

Zeyd dedi ki: Ebû Bekr bana şunları söyledi:

— Sen genç ve akıllı bir erkeksin. Biz seni hiçbir kusurla ittihâm etmiyoruz. Sen Rasûlüllah için vahyi yazıyordun. Binâenaleyh şimdi sen Kur'ân'ı tetebbu' et ve onu bir araya topla!

Zeyd buna karşı:

— Allah'a yemîn ederim ki, eğer bana dağlardan bir dağın nakledilmesini teklif etmiş olsalardı, o iş benim üzerime, Ebû Bekr'in bana teklîf ettiği bu Kur'ân'ı toplama işinden daha ağır olmazdı, dedi.

Zeyd dedi ki: Ben:

— Sizler Rasûlüllah'ın yapmadığı bir işi nasıl yapıyorsunuz?

dedim.

Ebû Bekr:

— Allah'a yemîn ederim ki, bu hayırlı bir iştir, dedi ve Ebû Bekr beni teşvik etmeğe, bana müracaata devam etti.

Nihayet Allah, Ebû Bekr'le Omer'in göğüslerini genişletip akıllarını yatırdığı bu işe benim de aklımı açtı ve gönlümü ferahlandırdı da ben de bu işi onların gördüğü gibi gördüm. Bunun üzerine ben de Kur'ân'ın ardına düşüp gereği gibi araştırdım ve onu yazılı bulunduğu hurma dallarından, inceltilmiş deri ve bez parçalarından, ince taş levhalardan ve hafızların ezberlerinden toplamağa koyuldum. Nihayet et-Tevbe Sûresi'nin sonunu "Le-kad câekum rasûlun min en-fusikum azîzun aleyhi mâ anittum..." âyetini nihayetine kadar Huzeyme'nin yahut Ebû Huzeyme el-Ensârî'nin beraberinde buldum. Ve en sonu o âyeti de Mushaf'taki sûresine kattım.

Neticede toplanan bu sahîfeler tâ Azîz ve Celîl olan Allah kendisini vefat ettirinceye kadar Ebû Bekr'in yanında kaldı sonra hayâtı müddetince Allah onu vefat ettirinceye kadar Omer'in yanında kaldı. Bundan sonra Omer'in Hafsa'nın yanında kaldı.

Muhammed ibnu Ubeydillah: "el-Lihâf" ile "el-Hazef'i kasdediyor, demiştir.