Geri

   

 

 

 

İleri

 

16- Bâb: İnsan Ne Zaman Kaadı Olmaya Hakk Kazanır?

Hasen Basrî: Allah hâkimler üzerine hüküm vermeleri sırasında nefsin hevâsına tâbi' olmamaları ve insanlardan korkmamaları ve Allah'ın âyetlerini az bir bahâ ile satmamaları (yani rüşvet almamaları) hususlarında taahhüd almıştır, dedi ve sonra şu âyetleri okudu:

"Ey Dâvûd, biz seni yeryüzünde bir halîfe yaptık. O hâlde insanlar arasında hakla (adaletle) hükmet. (Hükmünde) hevâ ve hissiyatına tâbi’ olma ki, bu seni Allah yolundan saptırır. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesâb gününü unuttukları için, onlara pek çetin bir azâb vardır" (Sâd: 26); yine Hasen Basrî şu âyeti okudu:

"Şübhesiz ki, Tevrat'ı biz indirdik ki, onda bir hidâyet, bir nur vardır. Kendisini Allah'a teslim etmiş olan (İsrâîl) peygamberleri, Yahudiler'e (âid da'vâlarda) onunla hükmederlerdi.

Âlimler, fakîhler de Allah'ın o kitabını korumaya me'mûr oldukları için (yine hükümlerini onunla verirlerdi). Hepsi de onun (Allah tarafından gönderilmiş olduğu) üzerinde ittifakla şâhid idiler. O hâlde siz insanlardan korkmayın, benden korkun. Benim âyetlerimi az bir bahâya satmayın. Kim Allah'ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridirler" (el-Mâide: 44);

ve yine Hasen Basrî şu âyeti okudu: "Davud'u ve Süleyman'ı da (hatırla)! Hani onlar ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Hani kavmin davarı çobansız olarak içinde yayılmış (zarar yapmış)tı. Onların verdikleri hükmün biz şâhidleri idik. Biz onun fetvasını hemen Süleyman'a anlatmıştık. Zâten biz herbirine bir hüküm, bir ilim vermiştik" (el-Enbiya: 78-79).

Hasen Basrî dedi ki:

Süleyman en üstün hükme muvafakat etmesinden dolayı Allah'a hamd etti ve Davud'u râcih olana uygun hükmettiği için kınamadı. Allah bu iki peygamberin işlerinden zikretmemiş olaydı, elbette ben kaadıları helak oldular görür idim. (Çünkü Yüce Allah'ın: "Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, onlar kâfirlerdir" sözü, kasıdlı ve hatalı olanı şâmildir.)

Yüce Allah şu Süleyman'ı ilmi sebebiyle övdü, şu Davud'u da içtihadı sebebiyle ma'ziretli gördü.

Muzâhim ibn Zufer şöyle dedi:

Bize Emîru'l-Mü'minîn Omer ibnu Abdilazîz şöyle dedi: "Beş haslet vardır ki, kaadı onların birinden eksiklik yaptığı zaman onda ayıplı bir haslet olmuş olur:

Kaadının hâli anlayışlı, halîm, (haramdan el çeken) bir iffetli, çok sağlam ve salâbetli, şer'î ilimleri iyi bilen ve bir de ilimden çok sorucu ve araştırıcı olmalıdır".