Geri

   

 

 

 

İleri

 

8- Bâb:

"Her kimin bir kimsesi öldürülürse, iki şeyden hangisi kendisi hakkında hayırlı ise onu isteyebilir (yânı iki şey arasında muhayyerdir; ya kendisine diyet verilir, ya maktulün ehli kısas ettirir)"

6964 Bize Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti: Huzâalılar, Câhiliyet günlerinde öldürülmüş bir Huzâalı adama karşılık Leys oğullarından bir kimseyi Mekke fethi yılında öldürmüşlerdi. Rasûiullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a haber verilince, hemen ayağa kalktı, yaptığı hutbesinde şunları söyledi:

— "Şübhesiz Allah fîlin ordusunu Mekke'ye girmekten habsetmiştir, Allah Mekkeliler üzerine kendi rasûlü ile mü'minleri saldırtmıştır. Haberiniz olsun: Mekke benden evvel hiçbir kimse için halâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için halâl olmayacaktır. Biliniz ki, o ancak bana da yalnız bir gündüzün bir saatinde halâl kılınmıştır. Bilmiş olunuz ki, işte bu saatimde Mekke benim için de haramdır. Mekke'nin dikeni bile koparılmaz, ağacı kesilmez, yitiğini kimse elini uzatıp alamaz, ancak sahibini aramak için arayıp i'lân edici kimse alabilir. O hâlde her kimin bir kimsesi öldürülürse, iki şeyden hangisi kendisi hakkında hayırlı ise, onu isteyebilir (yani iki şey arasında muhayyerdir: Ya kendisine diyet verilir, yahut maktulün ehli kısas ettirir)"

Bu hutbe üzerine Yemen ahâlîsinden olup Ebû Şâh denilen bir adam ayağa kalktı da:

— Yâ Rasûlallah! Şu söylediklerini benim için yaz! dedi.

Rasûlüllah da:

— "Bunları Ebû Şâh için yazın!" emrini verdi.

Sonra Kureyş'ten bir zât ayağa kalktı, o da:

— Yâ Rasûlallah! Izhır otu müstesna olsun! Çünkü biz onu evlerimizin inşâsında ve kabirlerimizde kullanıyoruz! dedi.

Rasûlüllah:

— "Izhır müstesna olsun!" buyurdu.

Ubeydullah, Şeybân'dan fîl lâfzı hususunda Harb ibn Şeddâd'a mutâbaat etti. Bâzı kimse de (yani şeyh Muhammed ibn Yahya ez-Zuhlî) Ebû Nuaym'dan "Allah Mekke'de katli haram kılmıştır" şeklinde söyledi. Ubeydullah da: "Yâhud da maktulün ehli kısas yaptırır" şeklinde söylemiştir.

6965 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: İsrâîl oğulları'nda kısas vardı, fakat onlarda diyet yoktu. Yüce Allah, Kitâb'ında bu ümmete hitaben: "Ey îmân edenler, maktuller hakkında size kısas yazıldı. Hürr, hürr ile; köle köle ile; dişi dişi ile (kısas olunur). Fakat kimin lehinde maktulün kardeşi tarafından cüz’î birşey affolunursa, artık örfe uymak, onu güzellikle ödemek lâzımdır... " (el-Bakara: 178) buyurdu.

İbn Abbâs "Fe men ufiye" kavlini tefsir ederek, şöyle dedi: Afv, amden öldürmede maktulün velîsinin kaatilden diyet kabul etmesidir (ve kanı terketmesidir).

Yine İbn Abbâs: "Fe’ttibâun bi’l-ma'rûf" da maktulün velîsinin kaatilden ma'rûf veçhile diyeti istemesi ve kaatilin de o diyeti güzellikle ödemesidir, dedi.