6- Zina Edicilerin Günâhı Ve Yüce Allah'ın Şu Kavilleri Bâbı:"Onlar Allah'ın yanına başka bir tanrı daha (katıp) tapmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunları yaparsa cezaya Çarpar” (el-Furkaan: 68); "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o şübhesiz bir hayâsızlıktır, kötü bir yoldur" (el-lsrâ: 32). 6896 Bize Katâde haber verdi; Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir; Ben size Peygamber'den işittiğim öyle bir hadîs söyleyeceğim ki, benden sonra onu size hiçbir kimse söyleyemiyecektir: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, şöyle buyuruyordu: " (Şunlar olmadıkça) saat ayağa kalkmaz" yahut da Peygamber şöyle buyurdu: "İlmin kaldırılması, cahilliğin meydana çıkıp kökleşmesi, şarâbın içilmesi, zinanın aşikâre olup çoğalması, erkeklerin azalıp kadınların çoğalması kıyâmet alâmetlerindendir. Kadınlar o kadar çoğalacak ki, elli kadın için bir kayyım (yani işlerini görücü) olacaktır". 6897 Bize el-Fudayl ibnu Gazvân, İkrime'den tahdîs etti ki, İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kul, zina ettiği sıra (kâmil) bir mü 'min olduğu hâlde zina edemez. Hırsızlık yaptığı sıra mü'min olduğu hâlde hırsızlık edemez. İçki içerken de mü'min olduğu hâlde içki içmez. (Haksız olarak birini öldürürken de) mü'min olarak öldüremez". İkrime şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'a: — Bu günâhları işlerken ondan îmân nasıl sökülüp çıkarılır? diye sordum. İbn Abbâs: — İşte şöyle, diye ta'rîf etti de parmaklarını birbirine geçirdi, sonra onları çıkardı. Bu günâhı işleyen kişi tevbe ederse îmân tekrar ona döner, dedi ve bu dönüşü de parmaklarını birbirine geçirerek: İşte böyle döner, diye gösterdi. 6898 Bize Şu'be, el-A'meş'ten; o da Zekvân'dan tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Zina edici kimse, zina ettiği sıra mü'min olduğu hâlde zina edemez; (hırsız kişi de) hırsızlık yaparken mü'min olduğu hâlde hırsızlık yapamaz. (İçkici kimse de) şarâb içerken mü'min olduğu hâlde içemez. O bu günâhları işledikten sonra tevbe (kapısı kapatılmayıp, ona) arzedilmiştir". 6899- Bize Amr ibn Alî tahdîs etti: Bize Yahya ibn Saîd el-Kattân tahdîs etti: Bize Sufyân es-Sevrî tahdîs edip şöyle dedi: Bana Mansûr ile Süleyman ibn Mıhrân, Ebû Vâil'den; o da Ebû Meysere'den tahdîs etti ki, Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben: — Yâ RasûlaİIah! Hangi günâh en büyüktür? diye sordurn. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Allah seni yarattığı hâlde Allah'a bir ortak uydurmandır" buyurdu. Ben: — Sonra hangi (günâh büyüktür)? diye sordum. Rasûlüllah: — "Seninle beraber yemek yemesinden korktuğun için çocuğunu öldürmendir" buyurdu. Ben: — Bundan sonra hangisi (büyüktür)? dedim. Rasûlüllah: — "Komşunun halîlesi olan zevcesiyle zina edişmendir" buyurdu. 6900- Yahya bin Saîd şöyle dedi: Ve bize Sufyân es-Sevrî tahdîs etti. Bana Vâsıl ibn Hayyân, Ebû Vâil'den tahdîs etti ki, bunda da Abdullah ibn Mes'ûd: "Ben: Yâ Rasûlallah!... diye sordum" deyip geçen hadîsin benzerini söylemiştir. Amr ibnu Alî şöyle dedi: Ben bu hadîsi Abdurrahmân ibn Mehdî'ye zikrettim. Halbuki o da bu hadîsi bize Sufyân es-Sevrî'den; o da el-A'meş'ten, Mansûr'dan, Vâsıl'dan; bu üçü de Ebû Vâil'den; o da Ebû Meysere'den diye tahdîs ediyordu. Abdurrahmân ibn Mehdî iki kerre: (İçinde Ebû Vâil ile Abdullah ibn Mes'ûd arasında Ebû Meysere'nin zikri bulunmayan) bu isnadı terket, bu isnadı terket! Dedi. |