31- Mâlik Olmayacağı Şey Hakkındaki Nezr İle Ma'siyet Hakkındaki Nezr (in Hükmü) Bâbı6783 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim Allah'a itaat etmeyi nezrederse, o kişi Allah'a itaat etsin. Her kim de Allah'a karşı ma'siyet olacak bir iş nezrederse, o da Allah'a âsî olmasın (nezrinden keffâretle vazgeçsin)" buyurdu. 6784-85..... Bize Yahya ibn Saîd, Humeyd et-Tavıl'den; o da Sâbıt el-Bunânî'den; o da Enes (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki oğlu arasında (hacc yolunda) yürümekte olan bir ihtiyarı gördüğünde:''Allah, bu ihtiyarın kendi nefsini azâblandırmak suretiyle yaptığı ibadetten elbette müstağnidir" buyurmuştur (ve ihtiyarın binmesini emretmiştir). el-Fezârî de Humeyd'den söyledi ki, o: Bana Sabit, Enes'ten tah-dıs etti, demiştir. 6786- Bize Ebû Âsim, İbn Cureyc'den; o da Süleyman el-Ahvel’den; o da Tâvûs'tan; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ka'be'yi bir yular veya yulardan başka bir bağ ile tavaf etmekte olan bir adam gördü de o bağı kopardı. 6787 İbn Cureyc haber verip şöyle demiştir: Bana Süleyman el-Ahvel haber verdi; ona da Tâvûs, İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan şöyle haber vermiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ka'be'yi tavaf ederken bir insanın yanına uğradı ki, o insan burnundan bir yularla bağlanmış olan diğer bir insanı önünden çekerek tavaf ettiriyordu. Peygamber hemen o yuları kendi eliyle kopardı. Sonra yanındaki adama onu eliyle tutmak suretiyle yederek tavaf ettirmesini emretti. 6788 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe yaparken güneşte dikilmiş bir adam gördü de, onun ismini ve hâlini sordu. Sahâbîler: — O Ebû İsrail'dir, ayakta dikilmeye, oturmamaya, güneşten gölgelenmemeye, konuşmamaya ve bu suretle oruç tutmaya nezretmiştir, dediler. Bunun üzerine Peygamber o zâta: — "Konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu tamamlasın!" diye emretti. 6789- Abdulvahhâb şöyle dedi: Bize Eyyûb es-Sahtıyânî, İkrime'den; o da Peygamber'den olmak üzere (mürselen) tahdîs etti. |