Geri

   

 

 

 

İleri

 

17- Yüce Allah'ın Şu Kavilleri Bâbı:

"Hakikat, Allah'a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel az bir bahayı satın alanlar; işte onlar: Onlar için ahirette hiçbir nasîb yoktur. Allah kıyâmet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları temize çıkarmaz. Onlar için pek acıtıcı bir azâb vardır" (âlu İmrân: 77),

"Allah'ı, yeminlerinizden dolayı iyilik etmenize, (fenalıklardan) sakınmanıza, insanların arasını bulmaya engel yapmayın. Allah hakkıyle işiticidir, kemâliyle bilicidir" (el-Bakara: 224);

"Allah'ın ahdini az bir bahaya satıp değişmeyin. Allah indindeki, sizin için hayırlı olan ancak odur, eğer bilirseniz!." (en-Nahl: 95);

"Karşılıklı muahede yaptığınız vakit Allah'ın ahdini yerine getirin. Sapasağlam ettiğiniz yeminleri bozmayın. Üzerinize Allah'ı kefil yapmışsınızdır. Şüphe yok ki, Allah ne yapacağınızı bilir!" (en-Nahl: 91).

6757 Bize İbnu Ebî Adiyy, Şu'be'den; o da Süleyman'dan; o da Mansûr'dan; o da Ebû Vâil'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

— "Her kim bir müslümân kişinin -yahut: bir kardeşinin- malını koparıp almak için yatan bir yemîn ederse, Allah 'a, kendisine gadablı olduğu hâlde kavuşur".

Bunun üzerine Allah, Rasûlü'nün bu teblîğini tasdik olarak "Hakîkat Allah 'a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel az bir bahâyı satın alanlar; işte onlar: Onlar için âhirette hiçbir nasîb yoktur..." (Âlu İmrân: 77) âyetini indirdi.

6758- Süleyman ibn Mihrân kendi hadîsinde şöyle dedi: el-Eş'as ibn Kays meclise uğradı da:

— Ebû Abdirrahmân size ne tahdîs ediyor? diye sordu. Oradakiler ona:

— Şöyle şöyle olan hadîsi söyledi, dediler.

Bunun üzerine el-Eş'as:

— Bu âyet benim hakkımda indi. Şöyle ki: Bir amca oğlumun arazisinde bana âid bir kuyu vardı. (Bu kuyuda ihtilâf ettik.) Ben Rasûlüllah'a gidip da'vâmı arzettim. Rasûlüllah: " (Kuyunun sana âid olduğuna dâir) beyyinen hazır olsun yahut onun yemini olur" buyurdu. Ben: Yâ Rasûlallah! Bu takdirde o zât bu kuyunun kendisinin olduğuna yalan yere yemîn eder, dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah: "Her kim müslümân bir kişinin malını koparıp almak için yalancı olduğu hâlde bir yemîni sabr üzerine (yani kendini yalana habseden bir yemîn üzerine) yemîn ederse, o kimse kıyâmet gününde Allah'a, Allah kendisine gadab etmiş olduğu hâlde kavuşacaktır" buyurdu.