Geri

   

 

 

 

İleri

 

46- Yüce Allah'ın Şu Kavli Bâbı:

"Ey insanlar, Rabb'inizden sakının Çünkü o saatin zelzelesi büyük birşeydir" (el-Hacc: 1)

“Yaklaşan yaklaştı" (en-Necm: 57) "Saat yaklaştı" (el-Kamer: 1) ma'nâsınadır.

6609 Ebû Saîd (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allahü Taalâ:

— Yâ Âdem! buyurur. Adem hemen cevâb olarak:

— Yâ Rabb, mükerreren icabet eder, her emrini yerine getirmeye dâima kıyam eylerim. Ve her hayır Sen'in iki elinde (emir ve nehyinde)dir, der.

Allahü Taâlâ:

— Ateşe girecekleri (halk arasından) çıkarıp gönder! der.

Âdem:

— Yâ Rabb, ateşe gönderileceklerin mikdârı ne kadardır? Diye sorar.

Allah Taâlâ:

— Her bin kişiden dokuzyüz doksandokuzu! diye cevâb verir.

Allah Âdem'e böyle buyurduğu sıra, (bunun verdiği şiddetli korkudan) çocuğun ihtiyarlayacağı 'Ve her gebe kadının çocuğunu düşüreceği zamandır. Ve onda mahşer halkını sarhoşlar hâlinde görürsün. Halbuki onlar hiç de sarhoş değillerdir. Fakat Allah'ın azâbı çok Şiddetlidir' (el-Hacc: 2)".

Oradakilere bu haber ağır geldi de:

— Yâ Rasûlallah! Bu (binde bir) kişi hangimizdir? diye sordular.

Bunun üzerine Rasûlüllah:

— "Size müjdeler olsun! Muhakkak ki, sizden bir kişiye mukaabil Ye'cûc ve Me'cûc'den bin kişi (cehenneme gönderilecektir) buyurdu.

Sonra da:

— "Nefsim elinde bulunan Allah'ayemîn ederim: Ben sizlerin cennet ehlinin üçte biri olmanızı kuvvetle tama' etmekteyim" buyurdu.

Râvî dedi ki: Bunun üzerine bizler Allah'a hamdettik ve tekbîr getirdik. Sonra Rasûllulah:

— "Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, ben sizlerin cennet ehlinin üçte biri olmanızı kuvvetle tama' etmekteyim" buyurdu.

Râvî dedi ki: Bunun üzerine biz yine Allah'a hamdettik ve tekbîr getirdik. Bundan sonra Rasûlüllah:

— "Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, ben sizlerin cennet ehlinin yarısı olmanızı kuvvetle tama' etmekteyim. Çünkü ümmetlere nisbetle sizin meseliniz, siyah öküzün derisi üzerindeki beyaz kıl gibidir. Yâhud da eşeğin ön ayaklarının iç taraflarında bulunan dâire şeklindeki mühre gibidir" buyurdu.