Geri

   

 

 

 

İleri

 

44- Bâb: "Allah kıyâmet günü bütün yer tabakalarını kabzeder"

Bu hadîsi Nâfi’ Ibn Omer'den; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivayet etmiştir.

6598 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah (kıyâmet günü) bütün yer tabakalarını kabzasına alır, gökleri de sağ eli içine dürer büker. Sonra (mahşer halkına): İşte ben kâinatın Melik'iyim! Yeryüzünün melikleri nerede? diye hitâb eder" buyurmuştur.

6599 Ebû Saîdel-Hudri (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kıyâmet gününde bütün Arz, tandırda pişirilen bir tek ekmek (gibi) olur. Cebbar olan Allah, onu kudret eliyle evirir çevirir (düzelinceye kadar) altüst eder. Sizin biriniz yolculukta bazlamasını (tandıra koyup pişirinceye kadar) evirip çevirdiği gibi. (Bu muazzam ekmek, uzun müddet mahşerde bekleyen) cennet ehli için yolcu konuk azığı olarak hazırlanır."

Ebû Saîd dedi ki: Bu sırada bir Yahûdî geldi de:

— Yâ Ebâ'l-Kaasım! Rahman Sana mübarek kılsın! Cennet ehlinin kıyâmet günü yol azığının ne olduğunu Sana haber vereyim mi? dedi.

Rasûlüllah:

— "Evet" buyurdu. Yahûdî:

Rasûlüllah'ın söylediği gibi, Arz bir tek ekmek yapılır! dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah bize baktı. Sonra (taaccüb edip hoşlanarak) son dişleri meydana çıkıncaya kadar güldü. Sonra Yahûdî:

— Sana cennet ehlinin ekmeklerinin katığını da haber vereyim mi? dedi" ve şöyle devam etti:

— Cennet ehlinin katıkları Bâlâm ve Nûn'dur, dedi.

Sahâbîler:

— Bunlar nedir? diye sordular. Yahûdî:

— Öküzle balıktır! Bu iki hayvanın ciğerlerinin en nefis uç parçalarını cennet ehlinden yetmiş bin kişi yiyecektir, diye cevâb verdi.

6600 Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Kıyâmet günü insanlar, beyaz, duru beyaz ve kepekten arınmış undan yapılan çörek gibi bir saha üzerinde toplanırlar."

Sehl ibn Sa'd'ın yahut başka birisinin rivayetinde: "O sahada bir kimseye delâlet edecek, yol gösterecek (dağ taş gibi) hiçbir alâmet yoktur" demiştir.