Geri

   

 

 

 

İleri

 

25- Azîz Ve Celîl Olan Allah'tan Korkma (nın Fadlı) Bâbı

6558 Bize Cerîr, Mansûr'dan; o da Rıb'î'den; o da Huzeyfe (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden önce geçen ümmetlerden bir kişi vardı. Amelinin kötülüğünü düşünerek ailesine şöyle vasiyet etti:

— Ben öldüğüm zaman sizler benim cesedimi alın ve beni küçük küçük zerrelere parçalayın da sıcak bir günde denize serpip dağıtın! dedi. Ölünce ailesi ferdleri onu dediği şekilde yaptılar. Allah onun zerrelerini topladıktan sonra, ona:

— Seni bu yaptığın işe sevkeden nedir? diye sordu. O kul da:

— Beni bu işi yapmaya sevkeden, ancak Sen 'den korkmamdır, dedi. Bunun üzerine Allah onu mağfiret eyledi!".

6559 Bize Katâde, Ukbe ibnu Abdilgâfir'den; o da Ebû Saîd (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle zikretmiştir: "Sizden önce geçenler içinde yahut sizden önceki ümmetlerden bir adam vardı. Allah ona mal ve evlâd getirmişti, yân? ona mal vermişti."

Dedi ki: "Kendisine ölüm yaklaşınca oğullarına:

— Ben sizler için hangi çeşit bir baba oldum? dedi. Oğulları:

— Sen bize hayırlı bir baba oldun, dediler. O da:

— Şu muhakkak ki, bu baba, Allah yanında bir hayır biriktirmemiştir, dedi."

Katâde bu "Lem yebteir..." sözünü, "Allah yanında bir hayır biriktirmedi" diye tefsir etmiştir. "Baba şöyle devam etti:

— Bu baba, Allah huzuruna vardığında Allah onu azâb edecektir. Bunun için bakınız! Ben öldüğüm zaman siz beni yakınız, kapkara kömür olduğum zaman beni ezip öğüterek ufalayınız -yahut: Beni iyice inceltiniz-. Sonra şiddetli esen bir rüzgâr olduğu zaman benim zerrelerimi rüzgâra verip uçurunuz, dedi ve oğullarından bu söylediklerini yapacaklarına dâir:

— Rabb'ime yemîn olsun ki, yapacağız! diye kesin ahd ve mîsâklarım aldı. Sonra oğulları onun kendilerine söylediği bu işleri yaptılar. Allah Taâlâ o kimseye "Ol!" buyurdu, o da hemen bir adam olup ayakta durdu. Sonra Allah ona:

— Ey kulum, bu yaptığın vasiyete seni sevkeden nedir? diye sordu.

O zât:

— Sen'in mahâfetin -yahut: Sen'den korkmaktır-, dedi. Allah:

— Kusuru -yahut: Elden kaçan fırsatı- Allah'ın merhamet etmesi telâfi eder, buyurdu."

Süleyman et-Teymî yahut Katâde şöyle dedi: Ben bu hadîsi Ebû Usmân'a tahdîs ettim. O da: Ben bunu Selmân el-Fârisî'den; o da Peygamber'den tahdîs ediyordu. Ancak o şunu ziyâde etti: "O adam: Benim zerrelerimi denize serpin, dedi" yahut Ebû Saîd'in tahdîs ettiği gibi.

6560- Muâz da şöyle dedi: Bana Şu'be tahdîs etti ki, Katâde: Ben Ukbe'den işittim, demiş; Ukbe de: Ben Ebû Saîd'den işittim; o da Peygamber'den, demiştir.