58- Müşrikler Aleyhine Beddua Bâbıİbn Mes'ûd da: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "Yâ Allah, müşriklere karşı bana Yûsuf'un zamanındaki yedi yıl gibi, yedi şiddet yılı ile yardım et!" diye beddua etti, dedi. Ve yine İbn Mes'ûd: (Ka'be'de namaz kıldığı sırada üzerine deve son'u attıklarında namazı tamamlayınca): "Yâ Allah! Ebû Cehl’i Sana havale ediyorum..." diye beddua etti, dedi. Abdullah ibn Omer de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz içinde kunûtta: "Yâ Allah, fulâna ve fulâna la'net et" diye beddua etti. Nihayet Azîz ve Celîl olan Allah: " (Kullardaki) işten hiçbirşey sana âid değildir. Allah ya onların tevbesini kabul eder, yahud kendileri zâlimler oldukları için azablandırır" (Âlu îmrân: 128) âyetini indirdi..., demiştir. 6465 Abdullah ibn Ebî Evfâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müşrik orduları aleyhine şöyle duâ etti: "Allâhumme, munzile'l-Kitâbi, serîa'l-hisâbi, Ehzimi’l-ahzâbe, ehzimhum ve zelzilhum [ = Yâ Allah! Ey hesabı çabuk görücü olan (Rabb'im)! Sen (Medine önünde toplanan) şu Arab kabilelerini dağıt, onların topluluklarını kır, irâdelerini sars]". 6466 Bize Hişâm ed-Destevâî, Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Ebû Seleme'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazının son rek'atinde başını rukû'dan kaldırıp “Semiallâhu limen hamideh” dediği zaman, kunût yapar, şu duayı söylerdi: — "Yâ Allah! el-Velîd ibnu'l-Velid'i kurtar. Yâ Allah, Seleme ibnu'l-Hişâm'ı kurtar! Yâ Allah, (müşrikler elinde) zaif ve âciz görülen diğer mü'minleri de kurtar! Yâ Allah, Mudar (müşrikleri) üzerine baskını şiddetlendir. Yâ Allah, içinde bulundukları bu yılları onlara Yûsuf Peygamber'in kıtlık yıllarına benzet!" 6467 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Munzir ibn Amr'ın başkanlığı altında) kendilerine Kurrâ denilen (kırk yahut yetmiş kişilik) bir birliği Necd halkının isteği üzerine, onlara dîni öğretmek üzere göndermişti. Bunlar Maûne Kuyusu başında pusuya düşürülüp öldürüldüler. Ben Peygamber'in onların öldürülmelerine üzüldüğü kadar hiçbirşeye üzüldüğünü görmedim. Peygamber, sabah namazında bir ay kunût yaptı da; — "Usayya kabilesi Allah'a ve Rasûlü'ne âsî oldular!" buyururdu. 6468 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Yahudiler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerine selâm verirler de "es-Sâmu aleykum ( = Ölüm üzerinize)" derlerdi. (Ben) Âişe onların bu sözlerini farkedip anladı da: — Aleykumu’s-sâmu ve'l-la'netu ( = Ölüm ve la'net sizin üzerinize olsun)! dedi. Bunun üzerine Peygamber: — "Yavaş ol yâ Âişe! Muhakkak ki Allah herşeyde yumuşak muamele etmeyi sever!" buyurdu. Âişe: — Ey Allah'ın Peygamberi! Onların söylemekte oldukları sözü işitmedin mi? dedi. Peygamber: — "Sen de benim bu sözü onlara reddettiğimi işitmedin mi? Ben onlara: Ve aleykum (-Sizin üzerinize de)! şeklinde söylüyordum" buyurdu. 6469 Bize Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Biz Hendek harbi gününde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde bulunduk. O: — "Allah bu müşriklerin kabirlerine ve evlerine ateş doldursun! Çünkü onlar bizi tâ güneş batıncaya kadar orta namazını kılmaktan alıkoydular; orta namazı ikindi namazıdır" buyurdu. |